Ve kesinlikle bu durumdan dolayı hesap vermeleri ve yargılanmaları gerekmektedir dedikçe, Sayın Tahir NURSAÇAN’ı aklamaya çalışanlarda aksini iddia ettiler.
Ama biz nededik ‘’ER YADA GEÇ ADALET YERİNİ BULACAKTIR’’dedik, İşte şimdi tam o kısmındayız.
Özelliklede yazılarımda 79 meskene ruhsat verdiği iddiasının bu raporda yer alan maddelerin en başında geldiğini defalarca yazdım.
Şimdi geldiğimiz noktada OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tahir Nursaçan ve iki yönetici hakkında ceza davası açıldı. OSB seçimleri öncesinde, şartları uymadığı halde 79 meskene ruhsat verdiği iddiasıyla yargılanacak olan OSB yöneticilerinin davası, 12 Temmuz 2021 tarihinde görülmeye başlanacak.
Peki Sayın Başkan şimdi çıkıp ne diyeceksiniz çok merak ediyorum.
Bakın Duayen gazeteci Sayın Recep BULUT Son Yazdığı köşe yazısında aynen şunları yazdı. Gazeteci Recep BULUT’un köşe yazısından bir bölümü sizinle paylaşıyorum.
1 Mart 2019 tarih öncesi ve sonrası, TCK’nın 257/1, 43/1, 53/1, 184/3 ve 53/ 1 maddelerine göre zincirleme olarak görevi kötüye kullanmak ve zincirleme imar kirliliğine sebebiyet vermek…
Yani 1 Mart 2019 seçimleri arifesi seçimin kaderini değiştiren 79 sanayiciye usulsüz olarak verildiği iddia edilen mesken ruhsatları…
Hatırlayacaksınız 1 Mart 2019 tarihinde yapılan OSB seçimlerinde Tahir Nursaçan 379 rakibi Ahmet Kürtüncü ise 308 oy almıştı…
Yani Tahir Nursaçan 71 oy farkla seçimi kazanmıştı…
Seçimler arifesinde usulsüz olarak verildiği iddia edilen mesken ruhsatı ise 79…
Yani kendilerine seçim arifesinde usulsüz olarak mesken ruhsatı verildiği iddia edilen 79 kişinin tamamına yakını Tahir Nursaçan’a oy vermiş ve böylelikle de seçimin kaderi değişmiş deniliyordu…
İddia bu yönde!
Tabii hal böyle olunca seçimler arifesinde verilen mesken ruhsatları daha da büyük önem kazanmış oldu…
Yukarıda sıraladığım TC maddeleri de öyle hafife alınacak maddeler değil ha!
Mesela TC Kanunun 184/3’e göre 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor… Üstelik paraya da çevrilemiyor…
Hele hele bu maddeden ceza alırsanız 79 mesken ruhsatının her biri için zincirleme olarak ceza arttırılıyor…
Yani iddianame öylesine ciddi hazırlanmış…
İşte o iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve dava konusu oldu…
Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianameye göre davanın ilk duruşması 12 Temmuz 2021 tarihinde başlayacak.
Peki, kimler dava kapsamında dersiniz?
Tabii başta OSB Başkanı Tahir Nursaçan…
Başka?
Eski Yönetim Kurulu Üyeleri (Tabii bazıları mevcut yönetimde de yer alıyor) Şeref Özdemir, Özer Bostancı, Seyhan Arifoğlu ve Süleyman Sarptaş…
Yönetici olarak da Bölge Müdürü Ali Yaprak ve Adil Özhan…
Bu duruma göre, Tahir Nursaçan ve arkadaşları 12 Temmuz’da mahkeme huzuruna çıkacaklar…
Tabii 12 Temmuz’dan önce mali genel kurul yapılacak…
Mali Genel kurula seçim de eklenir mi bilmiyorum…
Yukarı da bahsettiğim iddialar yargı yoluyla görülecek meseleler…
Bir de müfettiş raporunda genel kurulun takdirine bırakılmış maddeler var…
Osmanlı Odası, bastırılan kitaplar için yapılan sarfiyatlar, ulusal basına kadarda yansımış olan o meşhur tesbihler ve takılan altın paraları gibi…
Bu konular genel kurulda gündeme getirilecek, konuşulacak, tartışılacak ve genel kurul tartışmalar sonunda uygun görürse mesele yok! Ama genel kuruldan geçmez ise sıkıntı olur!
Geçer mi geçmez mi peşinen şimdiden bir şey söylemek de doğru olmaz!
Belki 12 Temmuz’da başlayacak yargılama öncesi mali genel kurulda fırtına kopabilir…
Ama hararetli bir tartışma konusu olacağı malum…
Her ne suretle olursa olsun yapılacak mali genel kurulun bir hayli hararetli geçeceğini şimdiden kabul etmek lazım…
Yani kâhin olmaya gerek yok!
Gerek mali genel kurul öncesini ve gerekse yargılama sürecini sabırla bekleyip görmek lazım…
Görülen o ki bugün itibariyle kılıçlar çekilmiş gibi!
Evet Gazeteci Recep BULUT abim gereken her şeyi yazmış.
Sayın Başkan size , sizin düzenlediğiniz basın toplantısında Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığınız Sanayicinize aynen şu sözleri sarf etmiştiniz, işte o sözleri hatırlatıyorum size.
Basın toplantısında aynen şunları demiştiniz.
"Vasıfsız platform ve üyeleri tevazu karşısında hadlerini aşmayı huy edinmiş, yalnızca bizleri değil devletimizin en üst düzey kurumlarından olan Bakanlığımızı dahi zan altında bırakmışlardır. Bir yandan her an teftiş raporunu kendilerine sigorta olarak görmekte bir yandan da sözde Bakanlığa müdahale edilerek teftiş raporunun hafifletildiği gibi asılsız, mesnetsiz, yakışıksız iddialarıyla yalnızca bizlere değil; Devletimize de iftira etmektedirler."
Sayın Başkan şimdi sabırla mahkeme gününü beklemekten ve çıkacak sonucu görüp bize de saygı duymaktan başka bir şey düşmüyor.
Ama yine de ben bu yazımı da her zaman ki gibi bitirmek istiyorum.
O yüzden ne diyorduk sayın devlet büyüklerimiz. Bu kadar aşikar kirliliklere bu ülkenin yargısı ve gerekli kurumları er geç el koyacaktır ancak "GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR" sözünü hatırlatmak isterim.
Kalın Sağlıcakla...
Yorumlar
Kalan Karakter: