Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Sayın Hüseyin AKAY’a, Kayseri Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hurşit DEDE’ye Kayseri Şeker Fabrikası iç denetim başkanına ve tüm yönetimine gastepress.com’da yazdığım köşe yazılarımda defalarca sorular sordum ama hiç birine tek cevap veremediler.
Sayın Başkanlara soruyorum:
- Kayseri Şeker Fabrikasını ne kadar borçla devir aldınız, şu anki net borcu ne kadar?
- Şu an hali hazır da FETÖ soruşturması veya FETÖ dosyası hala devam eden üst düzey yönetici dahil kaç kişi var?
- Daha öncede sormuştum, Yönetim kadronuz veya çalışanlarınız tarafından rapor halinde iç denetim başkanınıza verilen şikayetlerin akıbetini sordunuz mu?
- İşten Mali Genel Kurulda size oy vermedi diye haksız ve hukuksuz yere çıkarılan 75 işçi ile ilgili neden çıkarıldıkları ile ilgili bir açıklama yapamadınız sebebi nedir?
- Yine size oy vermediği için sizin kendilerine temlik kredisi vermediğinizi iddia eden çiftçiler size Kayseri Cumhuriyet meydanından seslendi. Bu seslenişi duymadınız mı, duymazlıktan mı geldiniz?
- Turhal Şeker Fabrikasına ait araçla kaza yapan ve vücudunda kırıklar olan asıl şoför ile ilgi hiçbir açıklama yapmadınız. Oysaki kaza yapan araç fabrika müdürünüzün kullanımına ait. Bu olay tüm haberlerde yayınlandı, o zaman soruyorum aracı süren Fabrika müdürü değilse o gece hastaneye vücudunda kırıklarla giden ve hastanede bir müddet tedavi gören kişi kim, Eğer şoför hastanede yatan kişiyse polis tutanağındaki isimle hastanedeki kişinin isimleri neden tutmuyor?
- Ayrıca olaydan sonra iç denetim başkanlığınız tarafından fabrikada yapılan soruşturma sırasında asıl aracı kullanan kişi için ifade veren kişilere alkollü olmadığı halde alkollü olduğunu söylemeleri için talimat verildi mi?
- Peki o zaman kasko firması aracın masrafını hangi sebeple karşılamadı, aracın hasar bedelini o zaman neden fabrika müdürünüz ödemeyi kendi yapmayı kabullendi?
- O gece eğlenceli bir yere gidilmediyse mesai saatinde fabrika müdürü, fabrikanın hangi önemli işi için fabrikanın arabasıyla oradaydı?
Bu konuyla ilgili iç denetim başkanı hanımefendinin bu sorulara cevap vermesi gerekmez mi?
Yukarıda bahsettiğim olayda iç denetim başkanlığınızın tuttuğu bu raporları okudunuz mu?
Bakın bu iddialar önemli iddialar ve araştırılması gereken iddialar, hatta kaburgalarında kırıkları olan aracın asıl kullanıcısı o kazadan kurtulamayabilirdi. Aracın kaza fotoğraflarını daha önce yayınlamıştık. O yüzden soruyorum iç denetim başkanlığınız bu konuları doğru soruşturdu mu?
İç denetim başkanlığı tarafından soruşturma yaparken asıl sürücü olan kişinin ifadesi alındı mı, almadıysa neden almadı?
Sayın Bakan Mehmet Özhaseki, Sayın Bakan Hulusi Akar ve AK Parti Milletvekilleri ve diğer Kayseri Milletvekillerinin Kayseri Şeker ile ilgili ben gerekeni artık yapacaklarına eminim.
Çünkü seçim çalışmaları döneminde Kayseri Şeker'den çıkarılan Makine Mühendisi Aydan Adıyaman sosyal medya hesabından sayın Bakan Hulusi Akar'a seslenmişti. Ve hemen sonrasında Kayseri Valisi sayın Gökmen Çiçek beyin işten çıkartılan birkaç kişiyle irtibata geçtiğini biliyorum.
Yani sayın Bakan Hulusi Akar beyin Kayseri Şeker Fabrikasında yaşananlar ile ilgili yakından ilgilendiğini biliyoruz.
Ayrıca yeni dönem seçilen Milletvekillerinin hiç birinin Kayseri Şeker Fabrikası ile ilgili akçeli bir işlerinin olmadığını da biliyoruz. Ama geçmiş dönemler için bunu söyleyemeyiz.
Ben Bakanlarımızın ve Yeni dönem seçilen Milletvekillerimizin Kayserinin en büyük değerlerinden olan çiftçinin sahibi olduğu bu kurumun yok olup gitmesine izin vermeyeceklerini düşünüyorum. Bir an önce her anlamda inceleyip gerekeni yapacaklardır.
Sayın Başkan Hüseyin Akay’ın iki kişilik konuşmalarında bu şehrin bakanları, ve belediye başkanları ile ilgili söylenen söylevlerine kadar yazdım ama hiçbir şekilde beni yalanlar bir cevap bile veremediler.
Kayseri Şeker Fabrikasında yaşananlar bu kadarla da bitmiyor. Bakın Kayseri Şeker Fabrikası eski yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesi Metin Demircan’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı aynen paylaşıyorum sizinle.
Daha ne kadar yazılıp, çizilip, paylaşılınabilir ki bilemiyorum?
Çalışanların yaptığı hırsızlıklar ya da amirlerine yaptıkları peşkeşler mi?
Müdürün ortak olarak açtığı cafenin, etinden tutun ekmeğine hatta çalışanlarına kadar, fabrikadan karşılanması mı?
Kiralanan araçların yapılmayan bakımlarının, değişmeyen parçalarınının ödenmesi mi? Eşlerinin, dostlarının araç masraflarının, lastiklerine kadar fabrikadan karşılanmasına mı?
Teslim alınamayan hayvanların parasının, peşin olarak, fatura dahi kesilmeden % 50 fazlası ile ödenmesi mi?
Emanet satılan şekerin, hayali çıkan vergi ve KDV’sinin, fabrika tarafından ödenmesi mi? Sözleşme dahi imzalanmadan, hatta iş bile yapılmadan firmalara ödenen emanet paraları mı?
Alımda ve satışta buharlaşan milyon dolarları mı?
Hepsini yazdık.
Talan edilişi resmen ortaya koyduk. Belgeleriyle paylaştık. Bunca şeye rağmen yönetim kurulu üç maymunu oynamaya, devletin yetkilileri hiçbir şey yapmamaya, keza fabrikanın ortakları olan çiftçiler aynı şekilde sessiz kalmaya, özellikle de ota çöpe söz eden muhalefet il başkanları vekilleri bu konu ile ilgili duymazdan görmezden gelmeye devam ettiler. Muhalefetin mutabakat sağladığı tek yer ve konu burası oldu sanırım.
Bu durumda kime laf söyleyeyim bilemedim?
Kalın sağlıcakla….
Yorumlar
Kalan Karakter: