Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi 28 Mayıs 2025 tarihinde yapılacak olan seçimli olağan genel kurula hazırlanıyor. Seçim sürecine dört adayla girilmişti ve bu adaylardan biri Boğazlıyan’dan çıkmış durumda. Sürecin ilerleyen günlerinde dikkat çeken gelişmeler yaşandı. Adaylardan Ömer Demir ve Mustafa Kibar, birleşme kararı aldı.
Diğer tarafta ise Erkan Öztürk ve Oktay Barış’ın tek çatı altında birleşilmesi yönündeki çağrıları dikkat çekiyor. Oktay Barış’a dair geçmişten gelen bazı eleştirilerim olsa da bu süreçte birleşme yönünde ortaya koyduğu iradenin samimi olduğunu düşünüyorum. Zira bu kritik dönemde samimiyet, her türlü siyasi manevranın çok ötesinde bir değere sahip.
Ancak bu sürecin perde arkasında yaşananlar da göz ardı edilemez.
Ömer Demir’in zamanında Metin Demircan’ı savcılığa verdiği, üstelik Demircan’ın kendi imkanlarıyla çıktığı bir Kıbrıs tatili üzerinden onu çiftçinin gözünde itibarsızlaştırmaya çalıştığı herkesin malumu. Hatta şahsıma dahi şantaja varan bazı girişimler söz konusu oldu. Tüm bu yaşananlara rağmen, Metin Demircan’ın hâlâ birleştirici bir rol üstlenmesi ve her fırsatta yapıcı bir tutum sergilemesi, gerçekten dikkate değer bir duruştur.
Nitekim, Ömer Demir ve Mustafa Kibar’ın “Metin Demircan bizim kırmızı çizgimizdir” söylevleri üzerine, Demircan büyük bir olgunluk göstererek, “Siz birleşin, ben hiçbir şeye karışmayacağım” dedi ve sürecin önünü açtı. Samimi ve net bir şekilde kenara çekildi.
Şimdi söz sırası Ömer Demir ve onunla birleşen Mustafa Kibar’da. Buyursunlar, bu birleşimi tamamlasınlar. Veya hep birlikte bu yapılanmanın toplumdaki gerçek karşılığını görelim. Ancak ben şimdiden söyleyeyim: Bu birleşmeyi bir şekilde Ömer Demir ve yanındaki sürece hâkim bir iki isim engellemeye çalışacaktır. İçeride “birleşelim” diyenle, perde arkasında “birleşmeyelim” diyen aynı kişiler olabilir.
Ve gelelim bana gelen bilgilere ve şahsi değerlendirmeme...
Yıllardır “şeker” yazan bir gazeteci olarak, işin mutfağını az çok bilirim. Bu nedenle şu uyarımı bir kenara not edin.
Kibar kardeşim, sana açık açık sesleniyorum: Şu ana kadar olup bitenleri fark etmiş olman gerekirdi. Ama anladığım kadarıyla ya fark etmek istemiyorsun ya da fazlasıyla güveniyorsun. Şu an seninle yürüyor gibi görünen bu yapı, seçimlere kısa süre kala Boğazlıyanlı hemşerin Zennür’ün ekibinden birkaç kişiyi yanlarına aldıkları anda, seni de bindirdikleri o vagondan indiriverecekler.
Bunlara bugün inanmak zorunda değilsin. Ama günü geldiğinde “Demedi deme” diyeceğini çok iyi biliyorum.
Gerçekler bazen sancılıdır. Ama bu sancıların içinde dürüstlük, samimiyet ve vefaya yer yoksa, yarın hiçbir birliktelik filiz veremez.
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar
Kalan Karakter: