Mehmet Özet çevresi tarafından herkesin sevdiği biriydi. İyiki tanıdım dediğim insanlardan bitanesiydi.
Ve Gazeteci Osman Çiftçi ölümünden bir gün sonra bir köşe yazısı yazdı, yüreği yanıyordu ve yüreğinden geçenleri kalemine yansıtıyordu, ben okurken kendimi tutamadım bizim bildiğimizin dışında çok daha büyük bir dostluktu bu, eminimki daha yazamadığı çok şey vardı Osman Çiftçi’nin. Ve yine eminimki Osman Çiftçi bu haince, çakalca ve sinsice gelen ölümle alakalı Osman Çiftçinin daha yazacak çok şeyi vardı.
Evet Osman abinin yazdığı yazıyı okurken bir detay dikkatimi çekti, aynen şu kelimeleri yazmıştı.
“Mehmet Özet vurulmuş” dediklerinde inanamadım, hastaneye koştum “öldü” dediklerine de inanasım gelmiyor.
Konduramıyorum, dedim ya inanasım gelmiyor...
Bir süredir tehditler alıyor, savcılığa, karakola çok sayıda şikayette bulunuyordu, ama savcılık da karakol da çare olmadı.
Arayıp sitem ediyordu, “devletin savcısı, karakolu neden bu yaşananlara duyarsız kalır.” diyordu...
Evet Mehmet Özet aslında bir süredir tehdit alıyor, savcılığa, karakola ve her yere şikayette bulunuyor, ve bir müddet sonra iş yerinde öldürülüyor.
Sorulacak çok soru var aslında…
Ve Devam ediyor Osman Çiftçi kan ağlayan yüreğinden dökülenlere…
‘’Sebep şuydu, sebep buydu...
Kaza ve kadere iman etmişiz, hayır da Allah’tan şer de Allah’tan...
Vade yetti, birşey başka birşeye sebep oldu takdiri ilahi tecelli etti ve Mehmet abi uçmağa doğru Hakka yürüdü.
Hepimiz bir gün öleceğiz, böyle olmasaydı keşke... Mehmet abi böyle gitmeseydi keşke..
Güle güle güzel insan, güle güle reis, güle güle ortağım... Güle güle abim...
Benden yana bütün haklarım helali hoş olsun. Yattığın yer nur, mekanın cennet olsun.
Sonsuz rahmet sahibi Cenab-ı Allah rahmetiyle muamele eylesin. Geride kalanlarına sabrı cemil ihsan eylesin...
Hep derdim ya; nasıl Mehmet Özet’imişsin nasıl, nasıl...
Geldi geçti, yalana benzer..!
Evet Gazeteci Osman Çiftçi bu konuyu daha çok yazacak, yazmalı ve yazmalıyız,
Yazmalıyız gerçeklerin çıkması için, Ama bir ölüm bu kadar haince, çakalca vede ŞEREFSİZCE gelmemeliydi.
Dedim ya sorulacak çok soru var...
1. silahın oradaki bulunuş şekli, bu bir tabanca değil av tüfeği
2. Yüzüne yakın mesafeden atış yapması, planın korkutmak için değil öldürmek üzerine olduğunu gösterir
3. Mehmet Özet'in ölümüyle kimlerin ne menfaat elde ettiği? Çünkü, bu iş basit bir alacak verecek meselesi ile izah edilemez...
Evet çok kısa süreli tanıdım Mehmet abiyi, çok cana yakın ve çok espirili bir insandı, 12 saat İstanbul yolculuğu yapmıştık neler konuşmuştuk ve her yolculukta uyuyan ben gram uyumamıştım ve ilk defa okadar yol nasıl geçmişti bilememiştim, İyiki 38 Kent TV de o dönem çalışmışım iyiki Mehmet Özet gibi birini tanımama vesile olmuştu.
Nur içinde yat Mehmet abi.
Yusuf AĞAŞE
Yorumlar
Kalan Karakter: