Bunlardan en önemlisi binaların daire içindeki ana yapılarında yapılan değişikliklerle ilgiliydi.
Bu tarz yapılan yanlışlıklar bir deprem sonrası nelere mal olduğunu da gözler önüne serdi. O yüzden bu yazımı yetkililere suç duyurusu mahiyetinde öncelikle Kayseri Valisi Sayın Şehmus Günaydın'a, Çevre İl Müdürlüğüne ve Kayseri Belediyelerine yazdığımı belirtmek isterim.
Şimdi sizlere bire bir yaşadığım bir olayı anlatacağım ve dediğim gibi yetkililere suç duyurusu niteliğinde yazdığım bu konuyu aynı zamanda kamu oyunun vicdanına bırakıyorum.
Bu arada bu konuyla alakalı bugün yazacaklarımda hiçbir isim kullanmayacağım ama ikinci yazımda isimler ve belgelerin hepsini kendi köşemden bir bir yayınlayacağımı da belirtmek isterim.
Beni takip edenler ve tanıyanlar çok iyi bilir ki benim kimseye eyvallahım olmaz ALLAH'tan başkada korkum yoktur.
Ben son 1 yıldır kendi oturduğum apartmanda 2 gün öncesine kadar bina yöneticiliğini yapmaktaydım. Benim oturduğum apartmanda 6.yılımı bitirdim, bizim bina Vakıf binasıydı ve yıllarca kiracı olarak oturdum ve vakıf tüm daireleri ihaleye çıkartmaya karar verince bende 1. katta oturduğum daireye talip oldum ve Allah kısmet etti ve satın aldık.
Sonrasında eski oturanlardan olmam hasebiyle yeni bina sakinlerinin ısrarıyla 1 yıllığına yöneticilik görevini gönüllülük esasına bağlı kalmak adına hiç bir menfaat gözetmeksizin 1 yıl boyunca elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım.
Şimdi Suç duyurusu bölümüne gelince yazımın ilk girişinde İzmir depreminden bahsettim.
Her katta 4 daire bulunmakta 1. kat 2 dairesi Market, 2 dairesi de Fırın üstünde bulunmakta. Ben de Fırının tam üstündeki dairede ikamet etmekteyim. Daha sonra benim katımdaki kalan 3 daire 2. bir ihaleyle satışa sunuldu ve onlarda sahiplerini bulmuş oldu. Tabiki her daireyi alan mülk sahibi içeride inşaat başlatarak evin içini mimari olarak kendi istekleri ne göre tadilat yaptırdılar.
Bu arada bu dairelerden bir tanesi daire içerisindeki mutfak havalandırma ve soba bacasını, aynı zamanda oturma odasındaki soba bacasını "ben nasıl olsa 1. kattayım" diyerek hiç bir kat malikinin rızası olmadan kırdırmış. Kendisi inşaata başladığı ilk gün işten eve akşam üzeri geldiğimde o dairenin kapısı açıktı daire içerisine girip çalışan inşaatçı kardeşlerime selam verip kendilerine yönetici olduğumu ve bir sıkıntı olduğunda bana veya görevlimize söyleyebileceklerini hatırlatıp daireden çıkıp kendi evime geçtim. Daire içinde nereleri kırdıklarını hiç görmedim, dikkatte etmedim. Daha sonra evime girdikten 5 dakika sonra kapı çaldı eşim karşı komşumun olduğunu benimle görüşmek istediğini söyledi. Kendisi de yeni taşınıp kendiside evinin içini yeni yaptırması hasebiyle yan tarafı merak etmiş olacak ki müsaitsen beraber bir bakalım dedi tabi ki dedim ve telefonum çaldı telefonla görüşken kendisi inşaati devam eden daireye girdi ve 2 dakika sonra kapıdan çıkıp yanıma geldi ''Yusuf bey BU DAİRE BACALARI KIRMIŞ'' dedi. Sonrasında telefonu kapatıp bu sefer beraber daireye girdiğimizde bacaların kırıldığını bende gördüm hemen akabinde yeni mülk sahibini arayarak ismini şimdi değil daha sonra bol bol zikredeceğim beye bacaları kırmışlar bilginiz var mı dememle birlikte yemediğim hakaret kalmadı ki o kadar kibar davranmama rağmen ve sonrasında telefonda bende sinirlenip ''Çocuğuna mı bağrıyosun" deyip telefonu yüzüne kapattım. 2 gün sonra merdivende yanımda kayınbiraderimle beraber eve çıkarken önümü kesip sizinle konuşmamız lazım diyen bu bey zorla evine sokup baca başında hiç beni dinlemeden bas bas bağırmaya başladı ve benim de artık sabrım kalmayınca kendisiyle laf kavgasına girdik ve akabinde ben de polisi çağırdım.
Bu beyefendi o dakikadan sonra geçmişte bir partinin de belediye meclis üyeliği yapmış olması hasebiyle beni başka gazetecilerle karıştırmış olacak ki araya bir ton benimde çok iyi tanıdığım yine bu isimleri bir sonraki yazılarımda bol bol zikredeceğim kişileri araya sokarak kulağımı çektirmeye çalıştı tabi ki dedim ki o adam ben değilim benim kulağımı çok şükür kimse çekemez, çekmeye kalkanıda gözüm görmez, öylede davrandım.
Ve artık tamamen yasal sürece başladım öncelikle bina yöneticisi vasfıyla hiç bir gazeteciliğimi bu tarz olaylarla karıştırmadım ve yine öyle yaptım ve belediye imar müdürlüğüne çıkarak resmi dilekçemi sundum ve Kocasinan belediyesi de gereken neyse öyle davrandı incelemelerini yaparak kendilerine kat mülkiyeti kanunu hatırlatan ve hiç bir kat malikinin izni olmadan bunu yapamayacaklarını ve aynı zamanda kanunen bunun yasak olduğunu belirten tam 4 sefer ihtar yolladılar ve bu beyefendi inatla işaatine devam etti. Ve en son belediye imar müdürlüğü bana bir yazı göndererek artık sulh mahkemesince halledebileceğimi yazmışlar. Bizde başkan ve başkan yardımcılarıyla karar alıp karar defterine beni bina adına bu konuyla alakalı dava açmak ile yetkili olduğuma dair karar defterine işledikten 2 gün sonra dava açma dilekçemi Bina yöneticisi olduğumuda belirterek 1.sulh mahkemesine verdim.
Ve bu süreçten sonra daha önce hayatımda görmedim bu beyefendi. Benimle uğraşmaya başladı. Ve yine bu beyefendi ben paramla döverim havasıyla herkesi araya sokmaya çalıştı. Sonrasında davanın ilk celsesinde bu beyefendinin avukatı onuda diğer yazılarımda ismini bol bol zikredeceğim benim bu davayı açmaya yetkili ve resmi yönetici olmadığımı öne sürerek bu davanın reddini istedi. Hakime hanımda ozaman karar defterinin incelenmesine karar verdi. Ve karar defterini mahkemeye sunduk resmi yönetici olduğum anlaşıldı ve davayı yönetici vasfıyla açtığım anlaşıldı. Davaya devam edildi 2. celsesinde mahkemenin bu beyefendi de davaya katıldı ve utanmadan arlanmadan yemin ettiği halde aynen şunları söyledi. '' Bu beyefendinin bana kastı var, inşaat daha başlamadan davayı açtı'' dedi ve çok şükür belgelerle onuda ıspatladık.
Şimdi Gelelim Sayın Kayseri Valimize ve Belediyelerimize suç duyurusu ve hatta acilen bana ulaşarak bizim binamızda ileride başımıza bir sıkıntı çıkmadan incelemelerin yapılamasını arz ediyorum.Sayın Valimizin ve Belediye Başkanlarımızın da bu konularda hassas olduklarınıda biliyorum bu yüzden kendilerine buradan bu durumuda arz etmiş olmak istyorum.
Çünkü Hakime hanım bilir kişi atadı ve binaya bilir kişiler ile birlikte geldiler, İncelediler. Burada bir detay Hakime hanım önce 2 kişi atadı ve gelmelerine 2 gün kala bir kişi daha atadı burası çok önemli. Ve sonra inceleme yapan bu bilirkişiler bunların isimlerini bol bol yazacağım. Bu bilirkişiler inceleme sonrası 15 gün sonra burada bir kırım işlemi yapılmamıştır raporu düzenlediler.
Bakın şunu deseler anlayacağım '' Bu daire birinci kat olması hasebiyle kırım yapılarak asma baca yapılmasına uygundur'' dese anlarım ama sen gelipte rapora eğer kırım yapılmamış dersen sen ALLAH'tan korkmayan bi adam olursun gözümde. Çünkü beni ve diğer beraber gördüğümüz karşı komşumu yalancılıkla suçlamış olursunuz sayın bilirkişiler.
Ve dava 4. celsede tamamlandı ve Hakime hanımda doğal olarak davayı beyefendinin kazandığını söyledi.
Ben Yusuf Ziya AĞAŞE olarak iki elim bu dünyada da öbür dünyada da yakanızda o yüzden Sayın Kayseri Valimiz ve sayın belediye başkanlarımız size alenen SUÇ DUYURUSUNU BİLDİRİYORUM benim binamda sadece bu daire değil üst katlarda da baca kırımı yapıldı. Bunu ben dava ile çözemedim gerekirse kendiniz tekrar bir ekip görevlendirerek incelenmesini ve bu bacaların yapılmasını sağlamanızı sizden arz ediyorum. Yoksa ben ileride herhangi bir sıkıntıdan dolayı oturan maliklerin canına bir durum gelirse Hakkımı helal etmiyorum. Vebali tüm buna izin verenlere bırakıyorum.
Ve özellikle belirtmeliyim ki bu davayı yöneticiliği bıraktıktan sonra bir sıkıntı çıktığında karşıma sen izin verdin dediklerinde hayır ben değil mahkeme izin verdi diye bilmek için açtım.
Ve asıl bu beyefendinin bu süreçte utanmadan arlanmadan bana ettiği hakaretlerin ve ben paramla seni döverim havasının bana sökmeyeceğini ve yaptığı bencilliğinde hesabını soracağımıda kendisi çok iyi beni araştırarak öğrendiğini biliyorum.
Şimdi diyorum ki bina yöneticisi değilim artık bakalım seni benim dilimden ve yaptıklarını ifşa etmemem için kaç kişiyi araya sokacaksın görelim.
Ayrıca o bilirkişileri de utanmadan yalan rapor verdikleri için vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Ama tabi ki diğer yazılarımda da kendilerinden bol bol bahsedeceğim tabi ki. AÇIKCA DAVA YOLUNUZ AÇIK HER YERE DAVA EDEBİLİRSİNİZ BENİ...
Bu kadar aşikar kirliliklere bu ülkenin yargısı ve gerekli kurumları er geç el koyacaktır ancak " GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR" sözünü hatırlatmak isterim.
Kalın Sağlıcakla...
Yorumlar
Kalan Karakter: