CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde yaptığı konuşmada düzenlemenin imar kanunu ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda TMMOB gibi meslek örgütlerini hedef aldığını belirtti.Genç’in konuşması şu şekilde:
“Yeni düzenlemedeki yüzde 90 oranı Anayasa Mahkemesi’nin kararını karşılamıyor”
“Teklifin en tartışmalı noktalarından biri, değer artış payının yüzde 90 olarak belirlenmesidir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği önceki düzenlemede, taşınmazın artan değerinin tamamı kamuya aktarılmak istenmişti. Mahkeme, bu düzenlemenin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ve maliklere orantısız bir yük getirdiğini açıkça beyan etmiştir. Ancak bu yeni düzenlemede getirilen yüzde 90 oranı da Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını tam anlamıyla karşılamamaktadır. Çünkü değer artış payının bu kadar yüksek belirlenmesi, maliklerin ekonomik kazanımları ile üstlendikleri yük arasında ciddi bir dengesizlik yaratmaktadır.“Ödeme kolaylığı getirilse de yük halen vatandaşların omzuna yığılıyor”
Maddede ‘arsa’ yerine ‘parsel veya parseller’ ifadesinin kullanılması uygulama kapsamını genişletmektedir. Bu değişiklik, vatandaşların daha fazla yükümlülük altına girmesine neden olabilir. Ayrıca değer artış payının her yıl yeniden değerleme oranında artırılması, taşınmaz sahiplerini uzun vadede daha büyük ekonomik baskılarla karşı karşıya bırakmaktadır. Ödeme kolaylığına yönelik düzenlemeler olsa da mali yük halen vatandaşların omzuna yığılmaktadır.“Anayasa’nın öngördüğü yerinden yönetim ilkesine açıkça aykırıdır”
Bu düzenlemenin yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlama yönünde ciddi bir etkisi de bulunmaktadır. Parsel bazında fonksiyon değişiklikleri gibi konular, halkın taleplerine göre şekillenen ve yerel yönetimlerin yetki alanında olan kararlardır. Ancak merkezi idare, bu düzenlemeyle yerel yönetimlerin yetkilerini zayıflatarak kendi kontrolünü artırmayı hedeflemektedir. Bu durum, Anayasa’nın öngördüğü yerinden yönetim ilkesine açıkça aykırıdır. Yerel yönetimlerin yetkilerinin tırpanlanması, vatandaşların yaşam alanları üzerindeki karar alma süreçlerinden dışlanması anlamına gelir.“Kamu yararı iddiasıyla yapılan düzenlemeler, rant odaklı bir anlayışı teşvik ediyor”
Düzenleme yalnızca demokratik süreçleri değil, kentleşme ve yapılaşma süreçlerinde kamu yararını da göz ardı ediyor. Yerel yönetimlerin ve meslek odalarının işlevsizleştirilmesi, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır ve toplumun temsilini zayıflatmaktadır. Değer artış payının kamu yararına kullanılacağı ifade edilse de bu kaynakların nasıl ve nerede kullanılacağı konusunda bir şeffaflık bulunmamaktadır. Kamu yararı iddiasıyla yapılan düzenlemeler, aslında rant odaklı bir anlayışı teşvik etmektedir. Çevresel sürdürülebilirlik ve kentsel estetik gibi kritik konular tamamen göz ardı edilmiştir. Örneğin, riskli yapıların dönüşümüne ilişkin maddelerde emsal artışı sınırları ve değer artış payı muafiyeti gibi detaylar daha açık şekilde tanımlanmalıdır.“Bu teklif TMMOB gibi demokratik meslek örgütlerini hedef alıyor”
Sağlıklı yapı stokunu artırmayı hedeflediği belirtilen bu düzenlemeler, uygulanabilirlik açısından belirsizlikleri içinde barındırmaktadır. Bu düzenleme, yalnızca imar kanunu ile sınırlı değil, aynı zamanda TMMOB gibi demokratik meslek örgütlerini hedef almaktadır. Meslek odalarının yetkilerinin kısıtlanması, denetim mekanizmalarının işlevsiz hale getirilmesi anlamına gelir. Bu tür müdahaleler, yalnızca meslek örgütlerinin özerkliğine yönelik bir tehdit değil, aynı zamanda demokratik hukuk devleti ilkelerini de baltalamaktadır. TMMOB ve bağlı odalar, yıllardır çevre ve kamu yararını önceleyen çalışmalarıyla topluma hizmet etmektedir. Bu yapılar, kamusal denetim mekanizmalarının temel taşlarıdır ve işlevsiz hale getirilmemelidir.“Kamu yararı adı altında bireylerin haklarını ihlal eden bu düzenleme kabul edilemez”
Bu teklif, yerel yönetimleri devre dışı bırakan, vatandaşlarımızın mülkiyet haklarını zayıflatan ve çevreyi göz ardı eden anlayışla hazırlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını tam olarak karşılamayan, demokratik ilkeleri zedeleyen ve kamu yararı adı altında bireylerin haklarını ihlal eden bu düzenleme kabul edilemez.”
“Yeni düzenlemedeki yüzde 90 oranı Anayasa Mahkemesi’nin kararını karşılamıyor”
“Teklifin en tartışmalı noktalarından biri, değer artış payının yüzde 90 olarak belirlenmesidir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği önceki düzenlemede, taşınmazın artan değerinin tamamı kamuya aktarılmak istenmişti. Mahkeme, bu düzenlemenin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ve maliklere orantısız bir yük getirdiğini açıkça beyan etmiştir. Ancak bu yeni düzenlemede getirilen yüzde 90 oranı da Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını tam anlamıyla karşılamamaktadır. Çünkü değer artış payının bu kadar yüksek belirlenmesi, maliklerin ekonomik kazanımları ile üstlendikleri yük arasında ciddi bir dengesizlik yaratmaktadır.“Ödeme kolaylığı getirilse de yük halen vatandaşların omzuna yığılıyor”
Maddede ‘arsa’ yerine ‘parsel veya parseller’ ifadesinin kullanılması uygulama kapsamını genişletmektedir. Bu değişiklik, vatandaşların daha fazla yükümlülük altına girmesine neden olabilir. Ayrıca değer artış payının her yıl yeniden değerleme oranında artırılması, taşınmaz sahiplerini uzun vadede daha büyük ekonomik baskılarla karşı karşıya bırakmaktadır. Ödeme kolaylığına yönelik düzenlemeler olsa da mali yük halen vatandaşların omzuna yığılmaktadır.“Anayasa’nın öngördüğü yerinden yönetim ilkesine açıkça aykırıdır”
Bu düzenlemenin yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlama yönünde ciddi bir etkisi de bulunmaktadır. Parsel bazında fonksiyon değişiklikleri gibi konular, halkın taleplerine göre şekillenen ve yerel yönetimlerin yetki alanında olan kararlardır. Ancak merkezi idare, bu düzenlemeyle yerel yönetimlerin yetkilerini zayıflatarak kendi kontrolünü artırmayı hedeflemektedir. Bu durum, Anayasa’nın öngördüğü yerinden yönetim ilkesine açıkça aykırıdır. Yerel yönetimlerin yetkilerinin tırpanlanması, vatandaşların yaşam alanları üzerindeki karar alma süreçlerinden dışlanması anlamına gelir.“Kamu yararı iddiasıyla yapılan düzenlemeler, rant odaklı bir anlayışı teşvik ediyor”
Düzenleme yalnızca demokratik süreçleri değil, kentleşme ve yapılaşma süreçlerinde kamu yararını da göz ardı ediyor. Yerel yönetimlerin ve meslek odalarının işlevsizleştirilmesi, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır ve toplumun temsilini zayıflatmaktadır. Değer artış payının kamu yararına kullanılacağı ifade edilse de bu kaynakların nasıl ve nerede kullanılacağı konusunda bir şeffaflık bulunmamaktadır. Kamu yararı iddiasıyla yapılan düzenlemeler, aslında rant odaklı bir anlayışı teşvik etmektedir. Çevresel sürdürülebilirlik ve kentsel estetik gibi kritik konular tamamen göz ardı edilmiştir. Örneğin, riskli yapıların dönüşümüne ilişkin maddelerde emsal artışı sınırları ve değer artış payı muafiyeti gibi detaylar daha açık şekilde tanımlanmalıdır.“Bu teklif TMMOB gibi demokratik meslek örgütlerini hedef alıyor”
Sağlıklı yapı stokunu artırmayı hedeflediği belirtilen bu düzenlemeler, uygulanabilirlik açısından belirsizlikleri içinde barındırmaktadır. Bu düzenleme, yalnızca imar kanunu ile sınırlı değil, aynı zamanda TMMOB gibi demokratik meslek örgütlerini hedef almaktadır. Meslek odalarının yetkilerinin kısıtlanması, denetim mekanizmalarının işlevsiz hale getirilmesi anlamına gelir. Bu tür müdahaleler, yalnızca meslek örgütlerinin özerkliğine yönelik bir tehdit değil, aynı zamanda demokratik hukuk devleti ilkelerini de baltalamaktadır. TMMOB ve bağlı odalar, yıllardır çevre ve kamu yararını önceleyen çalışmalarıyla topluma hizmet etmektedir. Bu yapılar, kamusal denetim mekanizmalarının temel taşlarıdır ve işlevsiz hale getirilmemelidir.“Kamu yararı adı altında bireylerin haklarını ihlal eden bu düzenleme kabul edilemez”
Bu teklif, yerel yönetimleri devre dışı bırakan, vatandaşlarımızın mülkiyet haklarını zayıflatan ve çevreyi göz ardı eden anlayışla hazırlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını tam olarak karşılamayan, demokratik ilkeleri zedeleyen ve kamu yararı adı altında bireylerin haklarını ihlal eden bu düzenleme kabul edilemez.”