2023 yılının bitmesine sadece birkaç gün kalmışken, kendi çerçevemden eski yılı ve yeni yılı, ikisinin farkını bir de ben yorumlamak istedim.
Öncelikle 2023...
Bu da olmaz dediğimiz her şeyin olabileceğini anladığımız bir yıldı.
Herkes için güzel ve kötü şeyler yaşanmıştır illa ki. Belki hayalinizdeki evi, arabayı, bahçeyi aldığınız bir yıl oldu, belki bunları kaybettiğiniz yıl oldu, belki de 'yoo bende pek bir değişiklik yok' dediğiniz bir yıl oldu. İlk ve son seçenekte bence çok şanslısınız. Özellikle 6 Şubat sabahına her şeyini ya da birçok şeyini kaybetmiş vaziyette uyanan ve hatta uyanamayan yüz binlerce insanı düşündüğümüz zaman.
Sanıyorum 6 Şubat günü yaşanan depremler, birçoğumuzun hayatını o ya da bu şekilde etkilemiştir. Allah tekrarından esirgesin. Bakış açımız, önce güvenlik, önce sağlamlık, bir toprak, bir tarla, bir bahçe olsa da binadan kurtulsak şeklinde değişmiş olabilir. 2024 bunları gerçekleştirebildiğimiz bir sene olur umarım.
Deprem, sel, savaş, heyelan, terör, şehitlerimiz, ülkemizin ve vatandaşın ciddi bir çoğunluğunun içinde bulunduğu ekonomik durum, psikolojik durum derken birçoğumuzun belki yeni yıla girmek umurunda bile değildir, anlayabiliyorum tabi ki. Ama hayat bence öyle pes edilip bırakılacak bir şey değil. Her yeni güne umut ederek başlamak, gülümsemek için, sevdiğimiz insanları gülümsetebilmek için, mutlu olmak için sebepler bulmak ve dahası sebepler yaratmak zorundayız... 'Hayatımızda değişim istiyorsak, farklı düşünmenin ve farklı hareket etmenin yollarını bulmak zorundayız.' Ve yeni yıl da bana göre mis gibi bir sebep.
Gelelim Müslüman yeni yıl kutlamaz diye düşünenlere. Kutlar kardeşim, neden kutlamasın?
Öncelikle İslam Hukuku’nda önemli bir kaynak olan' niyet hadisi ‘ne göre, ameller niyetlere göredir. Yani benim niyetim, yeni bir takvim yılını, yeni bir günü sevdiklerimle, mutlu olacağım şekilde karşılamak, iyi şeyler dileyerek mutlu olmaya çalışmaksa amelim de bu çerçevede değerlendirilmelidir. Buna ağaç süslemek de dâhil olabilir, güzel bir sofra başında ailemle yemek yiyerek sohbet etmek de dâhil olabilir, kucağıma kedimi alıp yalnız başıma evimde oturup güzel şeyler düşünmek de dâhil olabilir. Yani herkesin yeni yıla nasıl girdiğine kimse karışamaz.
Kaldı ki, Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 136. Ayet, Müslüman inancında, Hz. İsa'yı da Allah’ın bir elçisi kabul edip, sevip, saydığınız açıkça yazar. Bu bağlamda, bir Müslümanın Hz. İsa'nın doğumunu kutlamak gibi bir vazifesi yoktur. Ancak kutlamak isterse de bunda bir sakınca da yoktur.
Diyeceğim o ki, gelin yeni yılda, o eski düşünce kalıplarımızı, bu olur bu olmaz şeklindeki siyah beyazlarımızı bir kenara bırakalım ve diğer renklere de şöyle bir bakalım. Her şey olur, her şey geçer, her şey biter. Eski anahtarlarımızı yenileriyle değiştirelim. Ve yeni kapılar açalım zihnimizde, kalbimizde, hayatınızda.
Sizi ne mutlu ediyorsa, edecekse onlara bir bakın. Yılbaşı mı? Noel mi? Ramazan Bayramı mı? Kurban Bayramı mı? Sevdiceğinizle tanışma gününüz mü? Sevdiklerinizin doğum günü mü? Fakülteyi bitirdiğiniz gün mü? Kedinizin, köpeğinizin doğum günü mü? Çocuğunuzun ilk adımı mı? Her ne ise... Canınız her ne kutlamak istiyorsa kutlayın gitsin. 2023’ün tekrarı yoktu. 2024’ün de olmayacak. Hayat her zaman ileriye doğru akıyor. Bu kadar kötüye giden bir dünyada sizi mutlu edecek şey bir çiçeğin kokusu bile olsa, koklamadan sakın geçmeyin. Hayat anlardan ibarettir.
Bu da olmaz dediğiniz tüm güzelliklerin olduğu bir yıl olsun 2024. Hem de tüm sevdiklerinizle birlikte.