Kıymetli dostlarım kısa bir aradan sonra kalemi tekrar elime alıp sizlere düşündüklerimi, gördüklerimi anlatmak çok güzel. Elbet şu akıllara gelecek; neden yazmadım? Ülke bu kadar çalkalanırken neredeydin sen diye soracaksınız… Son birkaç yazımda terör örgütlerinin adını söylediğim için beni bastırıp susturabileceklerini sandılar ama bu asla olmayacak. Ben son nefesime kadar Türk Vatanı, Türk Milleti ve Türk Bayrağı için bildiklerimi gördüklerimi söylemekten asla vazgeçmeyeceğim. Bu bütün VATAN hainlerince böyle biline…
Ülkemiz çok önemli bir seçim sürecinden geçiyor. İlk tur da Cumhur ve Millet ittifakının yarışması ile geçen seçim, bir anda Ata İttifakının gözde olması ile devam etti ve ikinci tura kaldı. Sonuç olarak Ata İttifakı dağıldı, diğer ittifaklar da karıştı. Anlayacağınız at izi it izine karıştı. Millet ittifakının döke saça kazanırız söylemleri de Cumhur ittifakının her zaman ki rahatlığı da işe yaramadı. 20 yıldır kötü yönetilen iktidar, kaybedebilecekken muhalefet sayesinde daha güçlü olmaya başladı. Türkiye’nin her yerinden vatandaşlardan gelen Mansur Yavaş adaylığı isteği İYİ Partinin bastırmasına rağmen, 6’lı masadan ret gördü ve Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı oldu. Ama Kemal beyin kendisini desteklemesi için siyasi partilere bakanlık sözü vermesi ve bu bakanlık sözü verilen siyasi partilerin %1 oy bile alamaması üstüne üstlük CHP listelerinden 40’a yakın vekil çıkarmaları da hayret verici.
Şunu gördük ki kişisel ikbal düşünceleri ülke istikbalinin önüne geçmiş durumda. İnsanın aklına şu soru geliyor. Kendi olacağı Cumhurbaşkanı makamı uğruna, kendi malı gibi bakanlık koltuklarını dağıtan kişi o makama oturduğu zaman neleri dağıtır. Bir de Zafer Partisinin Millet İttifakını desteklemesi var. Ümit Özdağ kapıyı İç İşleri Bakanlığından açtı. Yine bir pazarlık ve kendi ikbali üzerine… Aynı süreçte Sinan Oğan’da kendi ikbali üzerine Cumhur İttifakını destekleme kararı aldı. Daha hiç kimse ben bir şey istemem memleket kurtulsun demedi. Yüce Türk Milleti bugünleri de gördü sayelerinde…
İttifaklığın içine bakıyoruz hangi ittifak tam olarak neyi savunuyor, kim nerede kim neci belli değil. Her ittifakın içinde sağcı solcu, milliyetçi dindar ve terör örgütlerini destekleyenler var. Yani iki ittifaktan birinde bunlardan biri olmasa, belki seçmen için seçim yapmak daha kolay olacak. Ama ikisinin de içeriği aynı! Geldiğimiz noktada vatandaş kendini yönetecek olan değil, kendi ikbali için siyaset yapanları seçecek ve bu seçim vatandaşın yararına olmayacak.
Son olarak şundan bahsetmek isterim ki; Türk Siyasi Tarihi, Vatanını ve Milletini kendi siyasi ikbalinin önünde tutan bir kişi daha tanımıştır. O da Yavuz Ağıralioğlu’dur. Bu karmaşık ve kirli ittifakları görüp, milletvekilliğinden vazgeçip partisinden de istifa etti. Yoluna serilen bakanlıkları da bakanlık tekliflerini de reddetti. Bize şunu gösterdi: Bir Yavuz Ağıralioğlu 600 vekil eder de, 600 vekil bir Yavuz Ağıralioğlu etmez.
Kıymetli dostlarım seçim sürecini yakından takip ediyorum ve bir sonra ki yazımı yeni iktidar belli olduğu zaman yazacağım. Ama ne olursa olsun Türk Millet için yazmaktan asla vazgeçmeyeceğim tüm hainlere duyurulur. ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’
Emre hocam nokta atışı yapmışsınız