Tarif edilemez acıları geride bıraktığımız şu günlerde, enkaz altından gelecek bir ses, çıkacak bir can için tüm ülke seferber olduk. Binlerce canımız gitti, yüz binlerce insanımız soğukta sokakta kaldı. Önemli olan soru şu aslında: Bundan sonra hesap mı soracağız, önlem mi alacağız…
Türk Milleti ne kadar necip bir millet olduğunu bir kere daha göstermiş oldu. Depremin ilk gününden, bugüne kadar yapılan yardımlar, enkaz da çalışanlar çok önemliydi. Oradaki insanlar soğukta kaldı diye, evinde ısınamayan bir milletiz. Tabii ki bir de yardım kuruluşlarımız var. AFAD, KIZILAY, AHBAB VE İNSİYATİF vb… Burada tek ortak amaç varken, neden böyle sen yaptın, ben yaptımcılık oldu anlamış değilim. Hükümet yetkilileri AFAD ve Kızılay’a yardım yapın derken, vatandaşlar AHBAB ve İNSİYATİF’e yardım yapıyor. Sonra Hükümet AHBAB hesaplarını inceletmek için müfettiş yolluyor. Peki şu sorunun sorulması gerekmez mi…? Geçtiğimiz senelerde Kızılay için hazırlıklanan et konserveleri hangi yetkilinin otelinde çıktı? Bunlar hep unutuldu. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Hiçbir itham altında kalmadan, hiçbir polemiğe girmeden Allah rızası için deprem bölgesinde binlerce insana ilk günden itibaren, sıcak yemek sağlayan ve enkaz çalışmaları yapan İNSİYATİF derneğinin yeri benim ve Türk Milletinin gözünde çok ayrı… Bu derneğe ve yetkililerine yürekten teşekkür ederim.
Yetkililerden istediğimiz bu gereksiz tartışmayı bitirip, koordinasyonu sağlayıp bu dernekleri ulaşılamayan köylere yönlendirip daha faydalı olmalarını sağlamasını istiyoruz. Çünkü hala gidilemeyen köyler var. Hala yardım eli bekleyen insanlarımız var. Senci benci tartışmasını bir an önce bırakıp, biz olalım artık…
Bir yardım gecesi düzenlendi vatandaşlardan birçok şirketten ve kamu kurumlarından büyük yardımlar geldi. Bu gelen yardımlar ile, sn. Cumhurbaşkanının dediği gibi; deprem bölgesini 1 sene içinde enkazdan ayağa kaldıralım. Bunu sağlamanın en büyük yolu, güven ortamının sağlanmasıdır. Hükümet, kurumlara ve kuruluşlara vatandaşta hükümete güvenmelidir. Yoksa yine enkaz altında kalan biz oluruz.
Türk Milletinin, yönetenlerinden beklediği karanlıktan aydınlığa çıkarmasıdır. Karanlıklara mahkum edilmemektir. Türk Milleti her zaman ferah ve güneşli bir yaşama layıktır. Ne Mutlu Türküm Diyene!
Yüreğinize ve kaleminize sağlık Emre Bey