Böyle karanlık günlerden güneşli günlere çıkmayı umut ettiğimiz bir haftada kalemi elime aldım. O kara günden bu güne yaklaşık 20 gün geçti. Biz bu 20 günde ne yaptık, neler yapmadık şimdi onları konuşalım istedim…
Normal şartlarda böyle büyük afetlerden sonra ülkelerin öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılır. Sonrasında hızlıca yaralar sarılır. Geçmişte nerede hata yapıldıysa o hata bir daha yapılmamak üzere kararlar alınır ve uygulanır. Ama maalesef ki bizim ülkemizde bu böyle olmuyor. Biz afetten sonra ne kadar yaraları sarsak da tüm ülke te yürek olsak da karar alma ve uygulama mekanizmaları bizde bir türlü devreye girmiyor. 1999 depreminden sonra her ne kadar Türkiye deprem ülkesi denilse de ne öncesi için ne de sonrası için hiçbir hazırlık yapılmadığını her defasından görüyoruz. Büyük sel felaketleri oluyor. Ama biz dere yataklarına yerleşim yeri yapmaktan, imar izni vermekten kaçınmıyoruz. Ülkemizde hemen hemen her sene orman yangınları çıkıyor. Ama biz söndürme uçağı almıyoruz ve beklenen göz göre göre gelen depremlerde biz ne yapı emniyeti alıyoruz, ne de olası bir afet için hazırlık yapıyoruz.
Biz Cumhuriyetin 100. Yılına geldiğimiz 2023 yılında deprem bölgesine günde şu kadar battaniye üretiyoruz, bu kadar kişiye çadır verdik diye övüneceğimize bizim hazırlığımız tamdı diye övünmemiz lazım. Bu yıl da bu çağ da böyle bir depremde mal ve can kaybı olmadan atlattık dememiz lazımdı. Ama yine tarih tekerrür etti. 1999 yılında çadır çadır gezip o gün ki iktidarı eleştiren günümüz hükümeti bunun insanlara kader olduğunu söyleyip, bundan sonrası için verecekleri çadırlar ile övünüyorlar. Peki bu geçen 24 yılda, doğal afetler ile ilgili iktidar ne yaptı? Ben söyleyeyim ‘’HİÇ BİR ŞEY’’ Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm yaptılar. Toplanma alanlarını AVM yaptılar. Akut’u bitirdiler. Bir kere deprem tatbikatı yaptılar, onu da beceremediler. Mevcut iktidar her konuda sınıfta kaldığı gibi afet konusunda da sınıfta kaldı.
Peki biz Vatandaşlara ne görev düşüyor? 24 yıllık bir süreçte vatandaşın canını ve malını önemsemeyen, sadece seçimi kazanmak için imar affı getiren, kentsel değil rantsal dönüşüm sağlayan bu iktidara seçimlerde gereken cevabı vermek. Hiçbir güç Türk Milletini karanlık ve puslu bir hayata mahkum edemez. Karanlığın ardından güneş doğmaya yakındır. Ben inanıyorum Az Kaldı…