Ben bugün Türk Edebiyatı'na yeni bir soluk ve özgünlük getiren bu romanın kurgusu ve karakterleri üzerine konuşacağım. Siz de dinlemek isterseniz buyurun o zaman.
Öncelikle roman bir ilk roman ve Zülfü Livaneli'nin "Fatih Gezer'in romanı gerçekten ilginç ve özgün." cümlesini gerçekten hak ettiğini söylemeliyim. Bu güzelim kitap 2021 Vedat Türkali Edebiyat Ödüllerinde İlk Roman Ödülü’nü kazandı.
Kitabımız İstanbul'da bir kıraathanede son bulan 8 kişinin üzerine inşa ediliyor. Eşsiz, bölümlü karakter temalı kurgusuyla sizi mefta olmuş her karakterin bir 'kurşunla' noktalanan o noktadan bandı geriye sarıp kirli detaylara, kapağı kaldırılmamış hüzünlere, cılk yara olmuş, irin toplamış acıların tebessümlerine götürüyor.
Her bölümde siz de o poker masasındaymışsınız da tek tek ölülere teselli verirmiş gibi panoramik hologram bir ortama sokuyor.
Çok mahrem ama çokça göz önünde duyguların bir sırları dökülmüş bir aynadan yansıması gibi yazılmış bu kitap. Gözünüze yansıyanlardan ürküyor, yansımayan kısımları da tamamlamanız içim size bırakıyor.
Yazarın, Fatih Gezer’in Türkçe'deki kallaviliğinden söz etmeden geçemem. Kitabı bitirdiğinizde diyorsunuz ki:
Bu yazarın anlatamayacağı bir duygu, düşünce, sezi, tasvir, hayal olamaz. Çünkü Türkçe, romanlarda özellikler dil problemi,(okuyucuya kurguyu, hissi geçirme, kendini anlatarak gerçekleştirme) hissetmekle başlıyor. Türkçe, bazı yazarların elinde bir 'kalem' olarak kalırken Fatih hocamızda dil önce kalem olmuş, sonra o kalem eline, daha sonra da yüreğine kaynaşmış. Kendi melodisini oluşturmuş. Bu başarı değil de nedir?
Bir Gizem Engüzel Keten önerisidir.
Okuyun.
Okutun.
Instagram sayfamı ziyaret etmek için tıklayabilirsiniz.