34.2. sürümüm yüklendi yakın zamanda. Bu süre zarfında çok fazla hata güncellemeleri geçirdim aynı hataları defalarca verdim sonra yeni sürümlerle hatalar giderildi, yenileri geldi, iyileştirmeler yapıldı derken kendimin en güncel, hatasız yeni versiyonunda yaşamaya çalışıyorum şu aralar.
Peki siz kendiniz için neler yapıyorsunuz? 2013 senesindeki siz ile 2023 senesindeki siz arasındaki fark sadece dış görünüşten ibaret mi yoksa bu on yıl içerisinde evet kendime çok şey kattım diyebiliyor musunuz?
Bu soruları kendime sorduğumda bazı konularda sadece yerimde saymışım bir adım ilerleyememişim diyorum bazılarındaysa kendimle gurur duyuyorum.
Siz de sürekli aynı hataya düşüyor kendinizi aynı çıkmazda buluyorsanız erken çocukluk döneminizden bu zamana kadar olan süreçte alışmış olduğunuz, tanıdık olduğu için güvende hissettiğiniz ama yanlış olduğunu bilmenize rağmen devam ettirdiğiniz duygularınızı, yaşantılarınızı bir gözden geçirin derim. Gülseren Budayıcıoğlu’nu bir çoğunuz son zamanlardaki popüler dizilerden tanıyor olabilirsiniz ama kitaplarına göz attığınızda bu az önce bahsettiğim konuda çok fazla bilgi edinebilirsiniz.
Kader Motifi’nin ne olduğunu ilk kendisinden okudum ve olay yine çocukluk dönemimize bağlanıyor. Erken çocukluk döneminde anne, baba, büyüdüğün ortam, gördüğün muamele, sevilmek, güven almak.. Bunların her biri o kadar büyük birer etken ki çocukken alışık olduğun hissi, öğrendiğin o sevilme, değer görme şeklini hayatına çektiğin insanlara uyarlamak istiyorsun ya da isimler değişse de hep aynı tarzda ve karakterde olan kadınları, adamları seçiyorsun çünkü böyle gördün, böyle öğrendin.
Edindiğimiz tecrübelerle kendimize bir yol çiziyoruz ve o yoldan sapmamak için öğrendiğimiz duyguları hayatlarımıza korumaya çalışıyoruz. Bu duygular güven, sevgi, huzur gibi olumlu kavramlar olabileceği gibi sevgisizlik, güvensizlik, mutsuzluk, huzursuzluk gibi bu olumlu duyguların tam zıttı kavramlar da olabiliyor. Ancak ailesinde böyle gördüğü için güvenli limanını da terk etmeye cesaret edememiş oluyor. Mesela aşırı kıskançlığın normal olduğunu kodlamış olan bir kadın bir sonraki ilişkisinde kıskanılmadığı için sevilmediğine inanıyor, zamanla hayatındaki kişiyi bu şekle sokuyor ardından "hayatıma giren herkes çok kıskanç" diye yakınabiliyor. Ya da kader motifini sevgisizlik üzerine kurmuş bir insan ileride de kafasındaki senaryoyu ya da alışık olduğu, bildiği duyguları yaşayabilmek için yine kendisini sevmeyecek kişileri arayıp buluyor ve bunun sonucunda yine "zaten beni kimse sevmiyor, bu zamana kadar kim sevdi ki bu sevsin?" şeklinde serzenişlerde bulunabiliyor.
Gülseren Budayıcıoğlu’na göre olumsuzluklarla işlenmiş olan o kader motifimizi değiştirmek mümkün. Bunun için öncelikle tabi ki farkındalık gerekli. Bir kadın için şiddet görmek onun normaliyse ve şiddet gördüğü bir çocukluk dönemi geçirdiyse yetişkinliğinde de bunun kabul edilebilir bir şey olduğuna inanacaktır. Sürekli aynı döngüden kurtulmak ve kader motifimizi değiştirmek istiyorsak önce sorgulamaya başlamalıyız, bir şeylerin farkına vardığımızda değişim için kapılar birer birer açılacaktır. Kader motifini ilk kez duyanlarınız varsa belki de bu yazıyla ilk farkındalığı birlikte oluşturmuş oluruz :) Lütfen yazının sonuna geldiğinizde yapacağınız ilk şey kader motifini araştırmak olsun.
Önceki yazımda harika bir ekim ayı geçirmenizi diliyorum demiştim; kendi adıma bir faydasını görmedim. -_-
Neyse kasımlar bizimdir diyor harika bir kasım geçirmenizi diliyorum :)