Kayseri Ticaret Odası ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’un başrolde olduğu iddia edilen bir organizasyon ile, Kayserİ Dünya Ticaret Merkezi üzerine, “biz yaptık oldu” mantığıyla, bir oldu bittiye getirilip buranın işletim hakkının, KTO’ya devredilmesi planları yapılıyor.
Peki , Kayserili bunu yer mi?
Yemez elbette. İşte bu konuya ilişkin olan bitenleri ve hangi hesabın altında ne var onları sizinle paylaşacağım.
Daha önce de birkaç kere yazdım, durduk yerde tartışma çıkarılıyor, zaten 2-3 sene sonra sahibine (Kayseri Büyükşehir Belediyesi) iade edilecek olan bir tesis için, bir bardak suda fırtına koparılıyor. Aslında, sessiz sedasız, tereyağından kıl çeker gibi, yapılacaktı ama konu bizlere yansıyınca, iş uzadı. Ama burayı devralmak isteyen KTO Başkanı Gülsoy peki tamam diyerek geri adım attı mı, hayır atmadı?
Peki niye?
Önce, olayı bilmeyenler için kısa bir hatırlatma yapayım.
Kayseri’de yıllar önce Büyükşehir Belediyesi akıllı bir iş yapıp, Kayseri’nin ihtiyacını karşılamak üzere, yap-işlet-devret modeliyle, bir ticaret merkezi yaptırdı. İstanbul Ticaret Odası burayı yaptı ve Kayseri Dünya Ticaret Merkezi adıyla kurulan bir alt şirketin yönetiminde hizmete açıldı.
Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nde yıllardır, çeşitli fuarlar ve festivaller yapılır. Mesela son olarak da, halen Kayseri ve Türkiye’de herkesin ayakta alkışladığı bu fuar Türkiye’de ziyaretçi rekoru kırmıştı (geçen sene) bu sene de kendi rekorunu enazından egale etmeye, çok yakın. Yani “işletilemiyor” denilen yerde, en kötüsü böyle işler yapılıyor.
Yapılıyor ammmmaaaa... !
Gittikçe de, güzelleşen ve gerçekten Kayseri’de vatandaşların kazıklanmasını ve 1 kuruşluk kalitesiz ürünleri , 10 kuruşa almasının önünde ciddi set olan, bu faaliyetlerden rahatsız olanlar var. Niye?
Kalitesiz ürünleri pahalıya satamıyorlar, gittikçe de ilgi gören bu fuar ve festivaller de, bu işi daha da zorlaştırıyor. Yoksa ürettiği ya da alıp sattığı, kaliteli ve uygun fiyata olanların işinde bir sıkıntı yok, niye mi diyeceksiniz. Şunun için, şimdi siz boya katılmamış baharatlar alacaksınız, ya da kaliteli bir kaşar peyniri veya bahar gelince bahçenize, bağınıza, oturma grubu vs. alacaksınız, tüm bunlar için “ille de yapılan fuarları bekleyeyim” der misiniz, uygun fiyata ve kaliteliyse, gider alırsınız. Hele ki şu piyasa şartlarında, zira, bugün on liraya almadığın yarına 20 lira oluyor.
Dolayısıyla, tüm bunların ışığında KTO Başkanı Ömer Gülsoy, başkanı olduğu kurumun da ortak olduğu, bu Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin işletimini “tüm değişiklikleri yapma hakkıyla beraber” devralmak istiyor. Bunun için de, İstanbul Ticaret Odası’na başvurduğunu, bizzat bana geçen hafta söylemiş ve ben de bunları yazmıştım. Ama orada başka birşeyi daha söylemişti, o da şu, Kayseri Dünya ticaret Odası’nın diğer ortakları, yani Kayseri Büyükşehir Belediyesi (aynı zamanda mülkün sahibi), Kayseri Sanayi Odası ve Kayseri Ticaret Borsası’ndan henüz onay alınamamıştı.
Çünkü bu ortakların “ HİÇBİRİNİN “ bu işe RIZASI YOK. Her biriyle, ben de görüştüm ve bana da söylediler, böyle bir “değişime hem gerek yok, hem de zaten, 2 yıl sonra bina sahibine geçecek” diye düşünüyorlar.
Peki 2-3 yıl sonra zaten Dünya Ticaret Merkezi’nin işletimi ve dahi tüm hakları; İTO ve KBB arasındaki sözleşme biteceğinden, buranın mülk sahibi olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne geçecekse, o halde bu neyin acelesi?
Yani 2 yıl sonra zaten Büyükşehir’e geçecekse, KTO Başkanı Ömer Gülsoy da, 2 yıl sonra, bugün Kayseri adına Dünya Ticaret Merkezi’ni devraldıklarında ne yapacaksa, o zaman Büyükkılıç’ın da rızasını alıp yapamaz mı?
Bence yapamaz, çünkü Büyükşehir Belediyesi zaten mülkün sahibi kurum olarak, buranın ortak bir şirketle ve ortak akıl-ortak güçle yönetilmesinden ve dahi işletilmesinden yana.
İşte KTO Başkanı Gülsoy, “yapacağım” diye yola çıktığı ve kendince “adım adım da hedefe yaklaştığını sandı” planın ve hesapların arkasında ne var , biraz da onları anlatayım.
ÖMER GÜLSOY NE YAPMAK İSTİYOR?
KTO Başkanı, şu anda olabileceği en üst noktada ve tek başına kaldığı bu noktada da, son 2 yılı. Zira kendisini oraya seçen “güç birliği” artık arkasında yok. Dolayısıyla, Kayseri güç dengeleri içinde artık bir yaptırım ve destekçi birlikteliği arkasında yok. Bu nedenle şimdi ne yaptıysa yaptı , sonrasında bir gram şansı da, gücü de kalmıyor.
Durum böyle olunca, iddiaya göre , Kayseri Dünya Ticaret Merkezi ile ilgili olan , güya şikayetçi esnaf grubunun tepkileriyle kamufle edilmiş, “kişisel hesabının” görülmesi için elindeki tüm kozları oynuyor.
Şimdi, size bunları adım adım anlatayım
KTO Başkanı Gülsoy, Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin yıllardır peşinde, Oda Başkanı olduğundan beri, bu niyetini hiç saklamadı ve geri adım da atmadı. Hatta gittikçe de adımlarını hızlandırdı. Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin, KTO’ya, kalan süre için (2-3 yıl) devredilmesi talebiyle, kurulu şirketin büyük ortağı İstanbul Ticaret Odası’na başvurmuş ve biz buranın işletimine kalan süre için talibiz demiş ve de, İstanbul Ticaret Odası da “kardeşim sen ne biçim Kayserili’sin, kalan birkaç yıl için ne yapacaksın burayı“ diye sormamıştı. bunu sormadığı gibi de, mevcut şirketin diğer ortakları olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi, KAYSO ve Kayseri Ticaret Borsası’nın nezaketen de olsa rızalarını aldın mı, diye de hiç sormadı. Galiba işler üst katlarda, “şimdilik” danışıklı dövüş formülüyle ve rayında gidiyor gibi.
Ama Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin işletimini yapan alt şirketin ortaklarından KTO hariç Kayseri’deki diğer ortakları, buranın kalan birkaç sene için, KTO’ya devredilmesine karşılar.
Peki Gülsoy, Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin işletim süresinin 2-3 yıl kaldığını bilmiyor mu? Biliyor, hem de çok iyi biliyor ama sanırım içinden “bu süre benim yapacaklarıma yeter” diye geçiriyor.
Peki ne yapacak Gülsoy?
Öğrendiğime göre, buraya bir kongre merkezi yapma hayali var KTO Başkanı Gülsoy’un. Ve bu kararla ilgili KTO Meclisi’nin aldığı bir karar da olduğunu sanmıyorum.
Bunu yapabilirse ne mi olacak?
Güya, Kayseri’ye bir kongre merkezi kazandırılmış olacak ama asıl arkasında yatan ise bence çok açık olarak şu ;
Dünya Ticaret Merkezi’nde dönemsel olarak yapılan tüm fuar ve festivallerin önüne “kalıcı” olarak geçilmiş olacak. Şehri kazıklamaya yıllardır yeminli ama son dönemde bunu tam yapamayan, bir grup sözüm ona esnaf “rahat nefes” alacak.
Böylece, birincisi; KTO üyelerinden, halkı değil de kesesini düşünen bir grup kötü niyetlilerin ekmeğine yağ sürülmüş ve menfaatleri için istedikleri yapılmış olacak. İkincisi ve bence asıl önemlisi de,Başkan Gülsoy da, attığı bu adımdan geri dönmemiş ve gücünden güç kaybetmemiş olacak, başarabilirse, kişisel zafer kazanmış olacak.
İyi de, kişisel heves uğruna, Kayseri’deki böyle bir merkezin ve halkın ciddi ihtiyacını gören yerin, kafası koparılır mı? Hani, kişisel hesaplar gütmüyorduk, hani Kayseri’de yaşayanların, kaliteyi ucuza alması için yemin etmiştik? Ya adama sormazlar mı, yıllardır KTO üyelerinden “kooperatif yapacağız” diye toplanan paraların karşılığı, kooperatif yapılması için atılmış fiziki bir girşiim, hamle var mı da, daha kolay olan bu işi yapmamışken, Dünya Ticaret Merkezi’ni alıp oraya kongre merkezi yapacarksın? Brehhh..brehh. Adam demezler mi ki, sen önce önünüdeki pekmezi ye diye...
EŞDEĞER BİNALARMIŞ!
Buradan Başkan Gülsoy’a şunu da sormak istiyorum.
Hani tüyü bitmemiş yetimin hakkını da başta Gülsoy olmak üzere kimse yemez ve bunun vebalinden, günahından korkar ya.İşte bu inanış ve ahlaki değerleri de gözeterek, şunu sormak istiyorum. KTO olarak, Kayseri Dünya Ticaret Merkezi ile Kayseri çarşı merkezindeki bir yerin kıyaslanarak “mülk değeri analizi ve fiyatlandırması” manasında bir ekspertiz raporu çıkarıldı mı?
Ve asıl önemlisi, çıkan bu raporda, koskoca Kayseri Dünya Ticaret Merkezi ile çarşıdaki bir binanın aynı değerde yani, eş değer olduğu yönünde bir rapor hazırlandı mı?
Ve geliyorum zurnanın zırt dediği ve mızrağın çuvala sığmadığı ve ne yapılırsa yapılsın sığmayacağı yere, son sorum da bu;
Kayseri Dünya Ticaret Merkezi ile çarşıdaki eşdeğer tutulan binanın değerinin 22’şer milyon lira olarak belirlendiği doğru mu?
Yani Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin değeri 22 milyon mu?
Yahu, bu raporu hazırlayan kimler ve hangi şirketse, rapor açıklanırsa ciddi bir güven zafiyetine uğrar ve uğrayacaktır da.
Siz milleti salak mı sanıyorsunuz ya... ! Hele ki, Kayseri’de.... !
El insaf ya..!
Eğer böyle bir rapor çıkarıldı ve Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’nin değeri de, çarşı merkezindeki bir bina ile eş değer gösterilip, değerinin de 22 milyon lira olduğu bu raporla karara bağlandıysa, ben Kayseri Dünya Ticaret Merkezi’ni de, değil 22 milyon TL’ye, tam iki katına yani 44 milyon liraya almaya hazır ve aday olduğumu, buradan ilan ederim. Ya İlter bu parayı nereden bulacak ki diye soranlar olacaktır. Hemen söyleyeyim, onlar bu rakama satıyorum desinler, değil 44 milyon liraya, en az 250-300 milyon lira teklif vermeye hazır, bir dolu alıcı çıkacaktır.
Yani bir iş, bu kadar akılsızca kılıfına uydurulmaya çalışılamaz. Bunun duyulmayacağı ve kurumda vicdan sahibi insanların olmadığı falan mı sanılmıyor.
Ya, inanmayacaksınız belki ama , KTO’da gerçekten vicdanlı ve Allah korkusu olan, kul hakkından, inancı gereği ödü gibi kopan “hala” çalışanlar var, merak etmeyin.
Ve siz, bu değer tesbitine malın sahibi olan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın sessiz kalacağını ve kabul edeceğini falan mı sanıyorsunuz.
Ve asıl önemlisi ne, biliyor musunuz?
Bu devre, elindeki büyük hisse ortaklık oranı nedeniyle, tek başına karar verip yapabilecek olan İstanbul Ticaret Odası’nın, bu yönde karar vermesi için, uzun bir süredir, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıkloğlu’nun da devrede, hatta, taraflara “devrin yapılması için “ baskı uyguladığı iddia ediliyor.
Bunda TOBB Başkanı Hisarcıklıo4ğlfu’nun bir menfaati var mı ?
Sanmam, yoktur....!
Ama belki, TOBB Hesapları İnceleme İşleri Komisyonu Başkanı da olan, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy’un “ricasını” Hisarcıklıoğlu daha önemseyip ciddiye alıp, İTO Başkanı’na hatır atmış olabilir mi? Dostane duygularla olabilir !
İddia bu yönde...
TOBB’un ve Hisarcıklıoğlu’ nun veremeyeceği bir hesabı olacağına, bir gram bile inanmam da, sanmam da. Ama Kayseri iş dünyasında çıkan dedikodular, kapalı kapılar ardında konuşulanlar aklımı karıştırmıyor da değil. Ama yine de ben hala , bunların doğru olduğuna İNANMIYORUM. Lakin, elin ağzı torba değil ki, büzesin.
Ve son bir iddia da o ki, Hisarcıklıoğlu, İTO Başkanı’nın yanısıra, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ı da aramış ve bu devir için ”sıkıntı ” çıkarmamasını “rica” etmiş.
E bu doğruysa, o zaman da şu soruyu TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na şunu demek şart olur, “kardeşim tüm bunlardan sana ne, üstüne vazife mi, ya da Ömer Gülsoy babanın oğlu mu? Nedir bu, ısrarla takibin ve sağı solu arayıp, ricacı olmanın, sebeb-i hikmeti, bunu açıkla.”
Eğer iddialar doğru değilse, çıkıp, “yok kardeşim bunların hiçbiri doğru değil, ayrıca yerin de devri konusunda bizim baskımız yok, bizi de ilgilendirmiyor, gereği de yok” diye açıklama yap.
Ya bunu yapacaksın, ya da konuşulanların ve iddialar doğru değilse bile ayyuka çıkıp içinde senin de adının geçmesini, bunların yazılmasını vs. kabulleneceksin, Rıfat Bey.
Nokta