Seksenli yılların başındaydık. Gencecik hanımlar beyefendiler çantalarımıza doldurupta umutlarımızı Kayseri otogarına inmiştik. Garip bir tesadüf Türkiyede oniki eylül askeri darbesi olalı iki sene olmuştu. Çok karanlık ve acılı yıllardı. Bizlerde bir eylül ayında uzun yıllarımızın geçeceği bu yeni şehire yeni evimize dahil olmuştuk.Kayseri sıradan bir Anadolu şehriydi o yıllarda. Erciyes üniversitesi babası olduğu Hacettepe Üniversitesinden yeni ayrılmış emekleyen bir çocuk acemiliğindeydi.
Otogarda otobüsten indim. Elimde eski bir valiz cebimde emekli bir devlet memurunun bütçesinden düşen üç kuruş para. Kayserinin serin bir eylül sabahıydı. Elimi yüzümü yıkadım.Çıktım otogardan. Askerlerin meraklı bakışları arasından şehire gidecek dolmuşa bindim.Askerler durdurdular dolmuşu bir ben birde bir başka çocuk ikimizin bavulunu aradılar uzun uzun. Astsubay omzuma koydu elini “hangi bölümde okuyacaksın ?” Dedi. “Tıp fakültesini kazandım” dedim. “Allah yardımcın olsun nerelisin” dedi? “Malatyalıyım” dedim.”Vay toprağım dedi. Omzumu sıktı artık buralısın nerede doyarsan oralısın” dedi. O astsubayın dediklerini hiç unutmadım.
Kayseri benim memleketim oldu. Oldu çünkü orada karnım doydu o Anadolu şehrinde doktor oldum. Devletin kısıtlı imkanları ailelerimizin gönderebildiği üç beş kuruş ile saygı duyulan bir mesleğe sahip olduk. Kayserinin bizimle paylaştığı güzel duyguları öğrendik. Vatanını sevmeyi,miletine saygı duymayı aile ilişkilerini, farklı düşüncelere tahammül etmeyi saygı duymayı.
Uzun yıllarımızı geçirip adam olduktan sonra vatan görev bekliyor diye dağıldık Anadolu ya. O dönemde hiçbirimiz çekilen kurralara itiraz etmeyi hile yapmayı düşünmezken baktık ki sadece bizler içinmiş o kurralar. Ama hiç kırılmadan alnımız açık dağıldık vatan topraklarına. Mecburi hizmetlerimizi bitirdik.
Bizi adam eden Kayseri ile bağlarımız hiç kopmadı. Bir kısmımız döndü. Çeşitli görevler aldı benim gibi, evlendi, çoluk çocuklarını bu şehirde şehir büyürken büyüttü. Bir kısmımız fahri Kayserili oldu. Bizi adam eden bu topraklara olan vefa borcumuz hep baki kaldı.
İşte bu nedenle yeniden merhaba.Artık yarım asırı deviren bir fahri hemşeriniz olarak yeniden merhaba. Bu köşede geçmişi bulacaksınız. Soğuk Kayseri kışlarını, içinizi ısıtacak eski anılarını unuttuğunuz mekanları kişileri, insan hikayelerini zamanın acılarını, içinde yaşadığınız için farkında olamadığınız Kayseri gelişimini dışardan takip eden bir arkadaşınızın anılarını okuyacaksınız, eleştirilerini, heyecanını bulacaksınız. Bu köşede elinde eski bir bavulla size otuzbeş sene önce dahil olan ve ölene kadar size minneti olan bir adamın gururunu okuyacaksınız. Artık üleşmek zamanı. İşte bu sebeple yeniden Merhaba.
Dr. Koray Topçu