Gazetecilik, toplum hayatının önemli gördüğü en güzel mesleklerden bir tanesidir. Öyle ki Cumhuriyetin ilk yıllarında düşman işgalinde olan ülkemizin ümitvar olmasında önemli role sahip olan gazetecilik mesleği, o yıllar evlerin bodrum katlarında yapılıyordu. Mum ışığı altında yapılan gazeteler halka ulaştırılıyor, ülkemiz için umut hiç bitmiyordu. Düşman çizmelerinden arındırılan ülkemizde Cumhuriyetin ilanı da bu anlamlı mesleği icra edenler tarafından gazetelere taşınmıştı. Kıtlığın kol gezdiği dönemler, ihtilaller, 12 Eylül ve günümüze kadar birçok olay insanlar tarafından gazeteler üzerinden öğreniliyordu. Siyah beyaz ekranların renkli ve çok kanallı dönemlerin başladığı yıllarla birlikte Gazete ve Televizyon insanların en önemli haber alma noktası idi. Gelişen teknoloji ile birlikte hayatımıza giren cep telefonu ve internet Gazete ve TV’nin yerini alarak halkın haber alma konusunda en çok tercih ettiği bir ayrıntı oldu.
Günümüzden oldukça etkin bir hale Türk Medyası zaman zaman sosyal medyada itibarsızlaştırılmak istense de halen Dünya’da en etkin mecralardan birisidir Türk Medyası. Çağa ayak uyduran, gelişen ve güncel olayları anında paylaşan medyamız içerisinden oluşan ayrımcılık yerelde de maalesef baş göstermiştir.
Yerel medya, artan hayat pahalılığı karşısında inim inim inlemektedir. Baskı maliyetlerinin fazlalığı, işçi ücretlerinin artması ve reklam pastasının azalması her gün bir medya kuruşunun kapanmasına neden oluyor. Oysa ki her yıl İletişim Fakültelerinden on binlerce öğrenci mezun oluyor. Mesleğin zor günler geçirmesi nedeniyle birçok iletişim fakültesi mezunu farklı meslek dallarına yöneliyor.
Gelişen teknoloji ile birlikte emek gerektiren gazetecilik artık çok basit hale geldi. Yerinde araştırmacılığın yerini arama motorları aldı. Gazetecilik mesleğinin seviyesinin düşmesine neden olan en temel durumlardan birisi de medya kuruluşlarının yeniliğe ayak uyduramaması. Sosyal medya da ortaya atılan asılsız bilgi ve belgeler kendine medya kuruluşu dedirten kurumlar tarafından haber diye yapılıyor. Tehdit dilinin kullanıldığı bu mecraların bildiği tek şey ise fatura kesmek ve zengin olmak. İşte yaklaşan yerel seçimler öncesi Belediye Başkan Adaylarının Elma ile Armut’u karıştırmaması lazım. Aksi halde en büyük zararı onlar görürler.