İnsan annesiyle arasındaki göbek bağını koparmasıyla birlikte, geniş ve süreli bir dünyadan somut ve sonlu bir hayata geçiş için bilinmeyene merhaba der. Bilinmeyenin ömür diye adlandırıldığı bu zaman diliminde, Yaratanın onun için belirlemiş olduğu sayılı nefesi tüketmesiyle birlikte ruhu bedeninden ayrılan insan, sonsuzluk alemi olan bir o kadarda soyutun mekânı diye adlandırdığımız yere yani ebediyete göç eder.
Vakit; ilk nefesten son nefese sorumluluk, bir varmışla başlayan bir yokmuş ile sonlanan muazzam bir döngü.
Mekân; Eşref-i Mahlukatın en hayırlısı olan insanın kim olduğunu, kendisinin neden yaratıldığını ve nereden gelip nereye gittiğini belirlediği yer.
İbnü’l Vakt; kurgusu Mevla tarafından belirlenen insan, zaman ve mekân konulu, ismide
‘’ Zamanın Çocuğu ‘’ olan kusursuz bir senaryo. Bir başka deyişle ‘’olmuşu film şeridi gibi geri getirip yönünü değiştirmek mümkün değilse şayet geçmiş ve gelecek endişelerinizi bir kenara bırakıp, içinde yaşadığınız şimdiki anı en iyi şekilde kurgulayıp değerlendirmek.’’
Tüm bu kelime ve kavramlar arasında cevap bulması gereken esas soru:
Aynadaki ben kim? veya sen dediğiniz de akla gelen ne?
İlk olarak; hayatım boyunca her işimi Allah rızası için yaptım. Birisine yara açmak yerine birilerinin yarasını sardım. Mottom ‘’ Dünyada yaptıkların ahirette yankılanır ‘’ oldu ve son nefesimden sonra iyi bir adam olarak anılmak içinde insanlarla olan ilişkilerime hassasiyet gösterip, yaratılmış her ne varsa yaratandan ötürü sevgi ve saygı gösterdim.
Mesleğim ve kariyerim her ne olursa olsun hak ve hukuka riayet ederek işimin hakkını verdim. Her ne yaptıysam onu insanın gönlüne dokunacak, ona kabul ettirecek ve topluma fayda sağlayacak bir şekilde yaptım. Bunun sürekliliğini sağlamak içinde işime her sabah tutkuyla, heyecanla ve severek başladım.
Allah’a olan sorumluluğum ve rızkımın bereketi için; iş ahlakıma, kazancımdaki helal ve harama, verdiğim söze, kul hakkına hatta ve hatta kazancımda hakkı olan fakir fukara hakkına vb. birçok manevi değere hassasiyet gösterdim.
Kaliteli bir yaşam için haddimi, hududumu ve kapasitemin ne olup ne olmadığını iyi bildim. Hatamı görmekten, eksiğimi gidermekten, ben bilmiyorum demekten en önemlisi de geri bildirim almaktan asla çekinmedim. Her alanda istişare eden, deneyimleyen, okuyarak kendini geliştiren, sebat ve sabırla her geçen gün kâmilleşen, nevi şahsına münhasır bir insan olmaya özen gösterdim.
Temsili makam ve mevkimde unvanım her ne olursa olsun kimsenin değil Allah’ın kulu oldum. Bulunduğu makamın güç kattığı önemli insan değil, bulunduğu makam ve mevkiye güç katan değerli bir insan oldum.
Unutmayın âdem olarak yaratılmak Allah’ın, adam olmak kalmak bizim elimizde.
Şahsiyet ve karakterimi hiç bozmayıp kendim kalarak aktör değil ben oldum. Rol model bir baba, hayırlı bir evlat, iyi bir kardeş, vefalı bir dost, sadık bir arkadaş, ideal bir yol arkadaşı, sorumluluklarını bilen iyi bir vatansever, en önemlisi de İbnü’l Vakt yani zaman ve kader bana her ne getirilse getirsin iyi bir kul olmaya çalıştım.
Tüm bu olumlu özellikler yanında; olumsuz hareketlerim, negatif duygularım, tutarsız davranışlarım, günahım, hatalarım, tövbelerim hatta tövbelerimi bozup nefsim karşısından acziyet gösterip kendime yenik düştüğüm anlar oldu. İnsanım şaştım şaşırttığım oldu.
Ama hiçbir zaman hamdolsun ki O’nun merhametinden, mağfiretinden, şefkatinden ümidini kesmedim kısacası ben oldum derken hiç oldum. Sonra yaş kemale erince anladım ki ‘’Zamanın çocuğu olarak kalabilmek ‘’ bu olsa gerek.
Diline, yüreğine sağlık