Yüreği yanan vatandaşın itibarı!

Son günlerde  ‘’ Ülkenin Ciğeri  ‘’ olarak tabir ettiğimiz ormanlarımız; kimine göre küresel faktör, kimine göreyse ekolojik saldırılar yüzünden yakılarak yok edilmekte. Ve maalesef bu yok oluş karşısında, aklıselim düşünüp yardım isteyen yurdum insanıyla, kalbi selim düşünüp itibar derdine düşen hükümet insanları arasında sosyal medya üzerinden bir tartışma başlamış durumda. Oysaki çatışmalardan beslenen ahlak dışı politik anlayışla ateşe benzin dökmüş olur, çıkan alevler sonucundaysa kaos yaratarak, zor günlerde birlik ve beraberlik içerisinde olması gereken vatandaşı kutuplaştırarak birbirine düşürmüş oluruz.

Nedendir bilinmez!

Bu ülkenin ferdi olarak bizler, bulunduğumuz coğrafyanın havasından mı? Yediğimiz ekmeğin mayasından mı? Yoksa içtiğimiz suyun tadından mı? Bilinmez, gün geçtikçe birbirimize düşman kesilip, birbirimize karşı tahammül sınırını zorlar hale geldik. Oysaki hangi mahallenin penceresinden bakarsak bakalım, baktığımız yerde Tek Millet Tek Devlet göreceğiz.

İktidar yanlısı bazı insanlara göre;

Ocağı ve yüreği yanan vatandaşa ikram olsun diye otobüs tepesinden keyif çayı atılmış. Atılan çayı havada kapan vatandaş ateşin sardığı evlerinde yanan orman manzarasına karşı keyifle demleyip içmiş. Keyfe gelen yangın zede vatandaş nankörlük edip, daha sonra dış milletlerden yardım istemiş. Aslında bu taleple devletin itibarı zedelenip devlete karşı itibar operasyonu çekilmiş. Bak sen! Oysaki insanlar can ve mal, sen itibar peşindesin.

Hiç kimse kusura bakmasın ama fitne çıkartmayı ahlak edinmiş,  gözü hırs ve egosu tavan yapmış sözüm ona iletişim hokkabazlığı yapan bazı yetkililer, şuan kendi konfor alanların da keyifli ve güvende. İnsanından uzak, empatiden yoksun, vatandaşın duygu ve hislerini anlamayan bu liyakatsiz yetkililer, bu şekilde devletin makamlarını işgal ettiği sürece, iktidara Güç yönünden bakan insanların; evinden ocağına, ocağından ahırındaki hayvanına kadar kaybetmiş yurdum insanının haklı çağrısını, doğru bir şekilde anlaması beklenmemeli, bekleyeninse yüreği yorulur, kalbi kırılır.

Oysaki hükümetler geçer devlet baki kalır, baki kalan devletin sahibi ise millettir, insandır.

Sonuç itibariyle bizler millet olarak İsrail’den tutun Afrika’ya kadar yedi düvele yardım eli uzatan bir devletin fertleri miyiz? Evet, fertleriyiz. Peki, bu süreç içerisinde mevcut hükümetin yangın felaketi karşısında uyguladığı politika ve yangına müdahale için elindeki araç ve teçhizat yetersiz miydi? Herkes tarafınca evet yetersizdi.  Şimdi, risk altındaki vatandaşında daha önce millet olarak yaptığı iyiliklere karşı yardım isteme hakkı anormal midir? Hayır. Bana göre normaldir. Çünkü bina yanmakta bina yöneticimse beş çayında ve yabancı komşumsa insani değerler doğrultusunda yardıma hazır bir şekilde, bana yardımı beklemekte.
O zaman sevgili dostlarım, burada itibarı zedelenip gönlü kırılan vatandaşımızdır. Sorgulanması gerekense yangınla mücadelede yetersiz kalıp, başarısız oldukları için algıyı yöneterek, dikkatleri başka yöne çekmeye çalışanlardır.