Ülkemizde gün geçmiyor ki suç işlenmesin bir çocuk ve kadın cinayete kurban gitmesin... Diyarbakır'da 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşında ki yavrumuz Narin Güran'ın 8 Eylül'de cansız bedeni bulundu.
4 Ekim 2024 günü 19 yaşında ki öğrenciler İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil İstanbul'un Fatih ve Eyüpsultan ilçeleri arasında Semih Çelik isimli yine aynı yaşta ki cani tarafından vahşice katledildi, İkbal Uzuner'in kesilmiş kafası surlardan annesinin önüne atıldı....
Manisa’nın Alaşehir ilçesinde kaybolduktan sonra Uşak’ın Eşme ilçesindeki ormanlık alana gömülü olarak bulunan 21 yaşındaki Pelin Karaca’yı öldüren şahıs, cinayeti itiraf etti.
Ve daha niceleri....
Biz yine cinayetler üzerinden gittik ancak bu ülkede her gün sayısız hırsızlık , yağma , yaralama, tecavüz gibi suçlar işleniyor. Emniyet, savcılık ve mahkemelerde ki yaşanan yoğunluk her yıl bir önceki yıllara oranla artış gösteriyor. Öyle ki Kayseri özelinde 2015 yılında 3 olan Ağır Ceza Mahkemesi sayısı günümüz itibariyle 6 ya çıkarılmış durumda.
Bu yaşananlardan açıkca çıkan sonuçlardan birisi ise belli ki ülkemizde ki hapis cezalarının suç işlemenin önünde bir caydırıcılığı ve engeli bulunmuyor. Bu durumun nedenlerini irdelemeye başlayalım . Öncelikle bugün kasten adam öldüren bir kişi müebbet eğer iyi hal indirimi yapılırsa en kötü ihtimalle 25 yıl ceza alıyor. 25 yıl cezadan Açık Ceza İnfaz Kurumu ve Denetimli Serbestlik sürelerini çıkardığımız zaman net olmamakla birlikte 13-15 yıl hapis yatıyor. Tabi bu durum bu süre içerisinde herhangi bir infaz düzenlemesi , af vb durumlar yaşanmaması durumunda eğer ki onlardan birisi olursa bu süre daha da kısa oluyor. Zaten günümüze de kadar da bir çok genel ve kısmı af çıkarılmıştır. Bunlardan en meşhur olanı 2000 yılında çıkarılan toplumda ' Rahşan Affı ' olarak bilenen aftır. Bu yıldan sonrada her ne kadar adı af olmasada İnfaz düzenlemesi adı altında bir çok yasa çıkarılmış ve ceza infaz kurumunda bir çok kişi erken tahliye edilmiştir.
Bu durumun en önemli nedenlerinden birisi de Ceza İnfaz Kurumlarında mevcut kapasitenin çok sayıda hükümlü ve tutuklunun bulunması ve ceza infaz kurumlarının bu konuda yetersiz kalmasıdır.
Birinci ağızların söyledikleri ise 2020 yılında pandemi döneminde çıkarılan İnfaz yasası ve 2023 yılında ki İnfaz düzenlemesi sonrası erken tahliye olan bir çok hükümlünün yeniden suç işleyerek yeniden tutuklandığıdır.
Yeni anayasa tasarısını tartıştığımız bu günlerde bence Türk Ceza Kanunu ' da sil baştan yapılması gereklidir. Bu ceza kanununda olması gereken ise insanların en ufak bir suç işlerken 2 kere düşünmesi gerektiğidir. Bununla birlikte Ceza İnfaz Kurumlarında ki şartların ağırlaştırılması , tutuklu ve hükümlülerin ıslah edilmelerine yönelik çalışmaların artırılması , tahliye olmaları durumunda yeniden gelmek istememelerinin sağlanmasıdır.
Toplumun huzuru ve güvenliği , çocuklarımızın geleceği , hepimizin sokaklarda korkusuz dolaşabilmesi , malımızı canımızı ve namusumuzun korunması içi bu durum elzemdir.
Sevgiyle kalın ...
Sizin de yazdığınız gibi gün geçmiyor ki biri ölmesin insan öldürmek bir insanın canını almak bu kadar kolay olmamalı bence de şartlar ağırlaştırılmali
İçerideki şartların ağırlaştırılmasi suça göre değişir insan hakları ve demokrasiye uygun değil Özgürlüğünün kısıtlanması zaten en büyük cezadir