Sorunların çözümünde formül kullanmaz mıyız?
Aman önce sorunlarımızın olduğunu kabul etmemiz lazım. Yani önce soruyu anlamak gerek. Ünlü bilim insanı Albert Einstein’ in bir sözü ile konuya girelim. "Bana bir problem ve 1 saat süre verilse bu sürenin 45 dakikasını problemi anlamaya, 10 dakikasını çözüm yolları üretmeye, 5 dakikasını çözmeye ayırırım."
O zaman ilk olarak ne yapıyoruz? Sorunlarımızı kabul etmemiz ve ne olduğunu anlamamız lazım. Nedir sorunlarımız derseniz?
Sayıyorum;
I. Gelecek kaygısı,
II. İş kaygısı,
III. Alım gücü zayıflığı,
IV. Geçim kaygısı,
V. Sağlık kaygısı,
VI. Dur durak bilmeyen olumsuz haberler.
Öncelikle vatan, millet, ülke olarak bu gibi sorunlar ve daha fazlasıyla muhatap olduğumuzu kabul edelim. Kabul edelim ki, tedaviye cevap veren bir hasta gibi iyileşmemiz hızlansın.
Bize bu sorunları getiren yegâne sebep Türk Lirası denilen kavramın bugün hızlı bir ivme ile değer kaybetmesi. Dünya üzerindeki kıt olan kaynaklar artık ham madde ihtiyacında ilk olarak üretimi oturmamış ekonomileri vurur. Biz bu ekonomiyiz. Biz neden bu ekonomiyiz? Biz üretmiyoruz. Biz tüketiyoruz. İyileştirme ivmesi için size iki seçenek vereceğim. En mantıklı olanını hiç iktisat bilgisi olmayan birinin bile rahatlıkla bulabileceği iki seçenek.
1. Paradan Karşılıksız Sıfır Atmak
Bu daha önce bir furya ile yapıldı. 6 sıfır atıldı. 1.000.000 Türk Lirası oldu 1 Türk Lirası. Sıfırlar yazılmaz oldu ama enflasyondaki yerini hayali olarak sürdürdü. Bir dönem güzelmiş gibi gelen bu durum şimdi, alıştık ya bir sıfır daha atarsak bu günkü kur ile dolar 0,934 Türk Lirası olacak ve Euro 1,78 Türk Lirası olacak. Parası değerlendi sanan vatandaş harcama yapacak. Bu birkaç yıl bahar havası verecek. Ekonomide sirkülasyon olacak. Sonra mı? Zaten dünya genelinde artan maliyetler ile artan fiyatlarlar bu sistemin dalgasına takılan güçsüz liramız gene su almaya ve batış ivmesine devam edecek. Şu an ki yaşadığımız bunun yaşanmış halidir.
Dilerseniz diğer seçeneğe bakalım.
2. Üretim Yapmak
Bu gelişmiş ülkelerin, güçlü ekonomilerin kullandığı modeldir. Denemeleri başarılı olmuştur. Nedir bu, para basmak yerine, para eden üretim yapmak. Nedir bu üretimler,
• Mal,
• AR-GE,
• Yazılım,
• Hizmet gibi…
Mal, herhangi bir ürünün ham maddesini endüstrinin kullanımına uygun mamul ya da yarı mamul haline getirmek, üretmek. Değeri düşük olana katma değer katmak. Klasik bir örnek olarak verilen, madenden çıkarılan ham demirin ham halden boyutlandırılıp, gerekli işlemlerden geçirilip toplu iğne dönüştürülme ki katma değer farkı.
AR-GE, dünya trendlerini önceden bilmek, izlemek, trendi iyi olduğun yöne çekmek gibi bir çalışma içinde olmak. Örneğin; gelecek elektrikli araçlar üzerine tasarlanıyor bu yükseliş yönünde bu araçların kendisini, sarf malzemesi gibi yönelimleri bulmak belirlemek,
Yazılım, bugün en büyük getirileri sağlayan online dünya düzeninde, küçük bir oyun yazılımı bir insana delirtecek seviyede paralar kazandırabiliyor. Bu yönde hayat kolaylaştıran herhangi yazılım devletlerin ekonomisinde büyük güç sağlar ve sağlıyor.
Hizmet, ilkokul derslerinden hatırlanacak bir konu ile anlatalım, “turizm bacasız fabrikadır.” Seyahat, turizm, kültür-sanat gibi sektörlerde iyileşme gelişme.
En basitleştirilmiş şekilde anlattığım sorunumuz, ekonomi.
En kolay çözümde üretim.