26.05.2004 tarihine kadar Osmanlı Devleti’nin Taşocakları Nizamisi Kanunu ile yürütülen taş ocakları madenciliği bu tarihten itibaren 100 yıla yakın olan geçerliliğini nihayet Türkiye Cumhuriyet Maden Kanunu’na dahil olarak yitirmiştir. Nihayet, maden ailesine dahil olmuştur. 2004’ ten sonra madencilik kanunu gereği 1. ve 2. Grup madenler olarak sınıflandırılmıştır. Artık yani bir vasıf yeni bir işletme mevzuatına sahip olan taş ocaklarımız üretim üzerine olan bilgi ve becerinin artması ile bugün gelinen noktada doğal taş üretiminde dünyada sözü geçen paya sahip olmuştur.
Estetik ve dayanıklılığı aynı anda elinde bulunduran doğal taş insanlık tarihi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır.
Kullanım alanları dağılımına baktığımızda,
• Yer döşemesi peyzaj : %36,
• Süs eşya : %18,
• Heykelcilik, mezar taşı : %18,
• İç mekân kaplama : %9,
• Dış mekân kaplama : %8,
• İnşaatlarda yapı elemanı : %7,
• Basamak, rıht, bordür : %4.
Dağılımını bulmaktayız. Doğal taşın döşeme, kaplama, inşaat yapı elemanı, basamak gibi kullanım alanlarına baktığımızda ekonominin lokomotif sektör olan inşaat alanında kullanımı %60’ in üzerindedir. Taşın deseni, dayanımı gibi çeşitli özellikleri kullanım alanını belirlemektedir.
Kanuni geçmişine, kullanım dağılımına baktıktan sonra bu katma değeri yüksek ürün bandının rezerv ve dış satımda ülke olarak neredeyiz ona bakalım.
Bildiğiniz gibi dünyanın en zengin dağ kıvrımının kuşağındayız. Evet bahsettiğim, Alp-Himalaya sıra dağa kıvrımı. Yıllara göre çeşitli düşüşler ve pandemi süreci olumsuzlukları olsa da ülke olarak doğal taş ithalatı liginde ilk 5 teki sıramız ve yerimiz sağlamdır. Hatta yeni teknoloji ve yatırımlar ile gelecek yıllarda 1. sıradaki üretici olacağımız aşikârdır.
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), üretim verilerine göz atacak olursak,
• 2018 yılı, 18,2 milyon ton,
• 2019 yılı 13,7 milyon ton,
• 2020 yılı, 14,7 milyon ton.
Olarak kayıtlara girmiştir. 2013 yılı ile yükselme eğilimine giren Doğaltaş üretimi pandemi sürecinde sekteye uğrasa da 2020’deki artış 2021 yılı ve sonrasında da yükselecektir.
Doğaltaş blok ve kesme taş olarak iki ana kategoride üretim ve pazar payı bulur. Blok bazında en büyük alıcımız Çin Halk Cumhuriyeti iken, kesme taş bazında en büyük alıcı ülke Amerika Birleşik Devletleridir. Doğal Taşlar içinde en büyük paya sahip olan mermerdir. Bu en büyük eksik noktamızdır. Yani diğer (bazalt, andezit, tüf, granit gibi) doğal taşlarımızın tanıtımını en iyi şekilde yapmamız lazımdır. Doğal taşın ithalata ve ihracattaki ülke ve yıllara bazındaki ayrıntılı bilgi için Ticaret Bakanlığının (https://ticaret.gov.tr/data/5b87000813b8761450e18d7b/Do%C4%9Fal%20Ta%C5%9Flar%20Sekt%C3%B6r%20Raporu%202021.pdf) raporuna bakmanızda fayda var.
Madencilik önündeki, bürokrasi, maliyet ve teşvik azlığından en çok etkilenen sektör doğal taş madenciliği sektörüdür. Bir metal madenciliği gibi yüksek çarpanlarla getirisi olmayan değer olarak daha düşük olan bu madenciliğin diğer maden grupları ile aynı maden kanuna ve yönetmeliğine tabidir.
Aşağıda Maden Tetkik Arama (MTA) sitesinin https://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/maden-gruplari-ihracat linkinden aldığım grafiğe bacak olursak,
Madencilik sektöründe ülke ekonomisine katkıyı en iyi şekilde doğal taş üretimi sağlamaktadır. Ödevini böylesine güzel yapan kalem için devlet elinden bir destek şarttır. Grafikteki bu ivme, bu enerji, bu yükselme görmezden gelinmemeli ve köreltilmemelidir. Öncelikle madenciliğin üretimine destek verilmeli, maliyetler azaltılmalı, üretimin önündeki her olumsuzluk giderilmeli ve sonrasında ihraç olarak ilerleme kat eden maden grubuna ilgi artırılmalıdır. Hele ki maden denildiğinde, sadece enerji hammaddeleri, metal ve endüstriyel hammaddeler akla gelmemeli doğal taşlarda kanunla altı çizilmiştir, madendir. Bu sektöre teşvik, kalifiye eleman, ar-ge gibi yatırım unsurlar arttırılmalıdır. Kesinlikle ve kesinlikle madenciliğin üvey evladı statüsünden ayrılmalıdır.
Unutmayalım ki, ekonomik değeri olan her taş Madendir.