Tarihin en temiz, en mert geçmişine sahip bir milletin ferdi olduğumuz için Allah'a ne kadar şükretsek az... Dünyada sanıyorum başka bir örneği yok olmayacak da... Hem müslümanların hem gayrimüslimlerin canından ve malından emin olarak yaşayacağı bir devlet bir daha gelmeyecek... İslamın sancağı altında bu tarihin yaşanmış olması bize ancak gurur verir... Ancak tarih gurur duymanın yanında birşeyler de anlatır; Tedbir!!!...
Bu yazımı yazmama sebep bir arkadaşımın yıllar önce anlattığı bir olaya dayanıyor. Omuzumda yük ettiğim bu olayı yazmanın tam vaktidir diye düşünüyorum. Malum son günlerde yaşanan sarı yeleklerin satışının ülkemizde artmasının ülkemiz üzerinde de birşeyler olduğunun veya olacağının göstergesi... Kahpe Bizansın çocuklarının kahpelikleri bitecek değil ya... Olay 2004 yılında Ege'de bir şehirde yaşanıyor. Bir yaz günü merhum Erdal İnönü kurucu Rektörü olduğu ODTÜ'nün şehirlerde bulunan, ilkokuldan başlayarak liseye kadar uzanan eğitim kurumlarına ziyaretler gerçekleştiriyor tabiri caizse denetliyor. O ziyaretlerden birini Denizli'de bulunan ODTÜ'ye gerçekleştiriyor. Bu konuyu anlatan arkadaşım yeni foto muhabir ve takip etme görevi ona veriliyor. Okul geziliyor eksikler anlatılıyor derken öğle yemeği ve sonra bir sınıfta toplanmış 7 yaş grubu çocuklara Merhum İnönü konuşma yapıyor. Yaklaşık bir saat süren konuşmadan sonra arkadaşım çocuklardan birinin omuzuna sarılarak soruyor...
Adın ne senin?
Josef
Neee?
Josef
Nerelisin sen?
İngiltere'liyim abi
Ne yapıyorsun burada?
Okuyorum abi
Ailen burdamı yaşıyor ne iş yapıyorlar?
Hayır abi ailem İngiltere'de
Oğlum sen ne zaman geldin?
Ben küçükmüşüm bilmiyorum abi...
(O çocuk bugün 21 yaşında )...
İlk duyduğumda arkadaşımın abartması daha doğru bir ifade ile uyduruyor zannettim. Ama öyle olmadığını maalesef görüyoruz. 90'lı yıllarda Tv'lerde hep duyardık yurtdışından kadınlar gelip çocuklarını Türkiye'de doğuruyor ve gidiyorlar diye... Hep aklıma takılırdı yahu bunlar doğurup nereye bırakacaklar hem bir anne bebeğini bırakır gider mi? Daha kötüsü bu çocuklara ehli beyit'den isim veriyorlar... Mustafa, Osman, Halil, Ömer, vs. vs. Birde Alevi kökenli vatandaşlarımızın çocuklarına verdikleri isimleri Cem, Can, Mihman, vs. gibi isimleri veriyorlar. Bu konuya kafam çok takıldı dedim ki yok canım hadi herkesin kabul edeceği isimler neyse de Ömer, Ali, Osman, isimlerini vermezler diye düşünürken İstanbul'da bir Ermeni kilisesinin kurucularına bakıyorum ki durum tamda öyle... Kendilerini gizlemiş adı Ali, Osman, Mustafa, olan binlerce gayrimüslim var. Burada birilerini afişe etmek veya adres göstermek değil elbette niyetim... Kaldı ki tarihimiz buna en iyi örnek ancak kahpece gizlenenler hariç...Daha neler var azıcık araştıran sorgulayan zaten ulaşabilir bu konulara... Mesela Kuzeyli mahlasıyla yazan yazar Çetin Agaşe kitaplarında bu ve bunlar gibi yapılardan bahsediyor isteyen alır okur. Hasılı şu an yürütülmekte olan bir proje var. Büyük Ortadoğu Projesi... Yani dünyada yaşanan her olayın temelini olusturuyor. Buna karşı durabilecek ve oyunu değiştirebilecek tek Ülke ise Türkiye... Biz yeterki tarihimizi bilelim biz yeterki tarihten ders alalım biz yeterki Müslüman Türk toplumu olarak birbirimizi sevip yeniden birbirimize sahip çıkalım. Göreceksiniz herşey daha güzel olacak...
Yeni dünyayı ya biz kuracağız yada bu dünyanın sonu olacak...
Saygılarımla
Yusuf AĞAŞE