Son günlerde yaşanan ve tarihe Kadir Mısıroglu vakası olarak geçecek olan tansiyonu yüksek tartışmalar var. Hava bu kadar puslu iken neden ben işin dışında kalayım dedim ve yazmaya başladım. İsterseniz malum olayın nerden patlak verdiğine açıklık getirerek konuya giriş yapalım. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın 9 Kasım tarihinde Kadir Mısıroglu'nu ziyareti ile başladı. Peki neden bu kadar alevlendi. Doğrusu anlamak çok da mümkün değil, 40 yıllık Mısıroglu farklımıydı ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden fesli meczup gibi sözler söyleniyor. İşte benim anlayamadığım yerde tamda burası organize bir linç kampanyası yapılıyor ama neye ve kime .... Ben asıl maksadın ne olduğunu görmek için bekliyorum ki yakında kokusu çıkar. Demek istediğim bu adam zaten 40 yıldır söylüyor bunları... İşin başka bir tarafı daha var siyasiler dışında bir tarihçinin ciddi manada çıkıp cevap vermesi gerekmez mi?... Konuyu dağıtmadan devam edecek olursak 9 Kasım'da Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Mısıroglu'na gitmesinin halisane niyetle yaşı bi-hayli ilerlemiş olan bir hasta ziyareti olarak yorumluyorum... 9 Kasım'ın Cuma gününe denk gelmiş olması da bu düşüncemi güçlendiriyor. Ama birileri bu olayın daha da alevlenmesini istiyor. Yoksa yeni bir 28 Şubat vakası mı isteniyor...Ve maalesef çoğu kimse buna alet oluyor. Diyelim ki Mısıroglu Atatürk düşmanı, 40 yıldır düşman oldu da ne oldu. Düşman olmayanlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerini hangi ileri mesafelere taşıdı bunu tartışmalıyız. Yahu dostlar kimseye faydası olmayan bu tartışmayı neden yapıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sahip çıkacaksak böyle kısır tartışmalar üzerinden Atamıza zarar verdiğimizi görmüyor muyuz. Bunun adı basitleştirmek sıradanlaştırmak ve sonunda yok etmek. 28 Şubat mağduru rahmet Erbakan Hoca varya hani şu irticacı denilen kişi, Atatürk'ü o kadar güzel anlatmış ki, Atatürkçü olduğunu iddia eden kişiler bile bu kadar güzel anlatamazdı. Kisaca söylemek gerekirse ne demişti Erbakan hoca, Atatürk'ü doğru anlamak için 1923 ile 1938 yılları arasında devlet başkanlığı yaptığı dönemde ki politikalarına bir bakın bunlar Atatürk'ün ilkelerini temsil etmektedir. Yani Erbakan şunu söylüyor, politikalar ilkeleri yansıtır burayı doğru anlamak gerekir diyor. Ve dahi bunu söyleyen kişi Cumhuriyet rejimini değiştirileceği iddia edilip 28 Şubat sürecinde siyasi yasaklı ve partisi kapatılan kişi... Kavga cahil kişilerin, söyleyecek sözü olmayanların seçtiği yoldur ve en kötüsü bu kavganın Gazi Mustafa Kemal Atatürk üzerinden yapılmaya çalışılmasıdır. İnsan bilmediğinin cahilidir diye bir söz vardır. Bilmiyorsak öğrenmeli yanlış biliyorsak doğrusunu aramalıyız. Ülke bu kadar sıkıntılı bir süreçten geçerken yaşadığımız bu tartışmalar güç kaybettirir. Uyanık olmalı provokatif haberlerle halkı kışkırtmaya çalışanlara prim vermemeliyiz. Şimdilik tuttu gibi görünen bu provokatif olayın kazananı asla Türkiye olmaz...
Yusuf AĞAŞE