Eskiden gündem dediğimiz, günler süren bir olay vardı. Şimdilerde ise bir gün içerisinde neredeyse bir kaç saatte bir gündem değişir oldu ve bu oldukça can sıkıcı... Öyle ki neyi takip edip edemeyeceğimizi şaşırır olduk. Bu yazımda gündem dışı bir konuyu ele alıp sizi gündemin dışına taşımak istiyorum. Ha güzel şeyler yazacağımı zannetmeyin... Toplum Yararına Çalışma Programı diye birşey var duymuşsunuzdur. Bu konuyu ele alıp ne işe yaradığını anlatmak istiyorum. Bakalım toplum yararına mı değil mi yazımın sonunda bu kararı kendiniz verin...
Öncelikle bu çalışma sistemi neymiş isterseniz İşkur'un kendi sitesinde yayınlandığı gibi paylaşalım...
TOPLUM YARARINA PROGRAM (TYP) NEDİR?
İşsizliğin yoğun olduğu dönemlerde veya yerlerde doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla özellikle istihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engelleyerek işgücü piyasasına uyumlarını gerçekleştirmek ve bunlara geçici gelir desteği sağlamak amacıyla İŞKUR tarafından uygulanan programlardır....
Yukarıda okuduğunuz açıklama iyi niyetlerle ortaya çıkmış bir çalışma sistemi bunda şüphe yok... Ancak zaman içerisinde ne olmuş gelin birlikte analiz edelim... Devlet, yani kamu kurumu ve kuruluşları bir kaç şekilde personel istihdam ederler. Bunlar 4A 4B 4C 4D vs. vs. gider de gider. Peki bu kişiler toplum yararına çalışmazlar mı? Elbette toplum yararına çalışırlar, işi ne ise onu yerine getirir veya amirler tarafından yerine getirmeleri sağlanır. O halde toplum yararına çalışma programına neden ihtiyaç duyarız. Hatırlarsınız bundan bir kaç yıl önce devlet evde oturan kadınlara ve işsiz olanlara bazı kurslar aracılığı ile meslek edindirme adı altında para veriyordu. Hem bu kişiler meslek edindirme kursları aracılığı ile meslek öğreniyor sertifika alıyor hemde para kazanmış oluyordu. Burada ki amaç bu kişiler arasından iş insanı çıkartabilir miyiz düşüncesi olsa gerek... Esasen en başında da dediğim gibi iyi niyetle yapılmış bir çalışma sistemi ancak biz yine bunu menfaat elde edebileceğimiz bir duruma getirmeyi başarmışız. Bir örnek ile başlayalım kalıcı olsun. Şimdi diyelim ki Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan aylık çatır çatır 3-4 bin lira maaş alan bir hademe abimiz veya ablamızdan örnek verelim. Diyeceksiniz ki neden hademe çünkü toplum yararına program kapsamına bu iş türü giriyor. Şimdi bu abimiz veya ablamız yılların verdiği kaşarlanmışlık ile yıllarca çalıştığı kurum amirine şöyle diyor ''sen yokken ben buradaydım sende kimsin ben kadroluyum hadi sür çıkar beni çıkarabiliyorsan'' gibi efelik yapıyor. Beceriksiz ferasetsiz amir ne bir soruşturma nede başka bir cezai uygulama yapamıyor... Tabi istisnalar yok değil zaten bu hikayede bir kurgu gerçeğe yakın bir kurgu... Peki bu arada ne oluyor diyelim ki bu çalışmayan kişi bir okulda ise okul temizlenmiyor gerekli çalışmalar yapılmıyor tabiri caizse okulu B...k götürüyor. Çözüm ne derseniz toplum yararına çalışma programı devreye giriyor. Şimdi sormak lazım yaklaşık 3-4 bin alan memur efendi yatıyor, İşkur üzerinden işe giren kişi çalışıyor... Kadrolu olsa belki o da yatar bilinmez ama 8 aylık personel olduğu için canla başla çalışıyor. Burada toplum yararına ne var. Toplum bunun neresinden kar sağlıyor... Aynı durum belediyelerde de var... Sayın koca koca belediyeler bu çalışma programı üzerinden personel alıyorlar. Neden kendi şirketleriniz üzerinden almıyorsunuz da TYP üzerinden alıyorsunuz... 1. Cevabı bu kişilerin parasını İşkur ödüyor da ondan belediyenin cebinden para çıkmıyor. 2. sebebi ise her gelen başkan amir memur kendi ekibini getire getire kadrolar şişti de ondan dolayı bu yolu tercih ediyorlar. Peki ne değişiyor hiç birşey... Hani bilirsiniz hikayeyi ineğin biri günlük 30 lt süt verirken devlete memur olarak alıyorlar ve verimi düşüyor ve soruyorlar neden eskisi süt vermiyorsun diye... İnek cevap veriyor memur olduk oğlum diyor... Trajikomedi ama maalesef gerçek... Devlet memurluğu isteyen kişiler idealist bir düşünce ile nasıl faydalı olurumu düşünmedikleri için ne kazanırımın hesabını yapıyorlar. Gerçi bu kadroları işgal edenler idealist insanları bile törpülerler. Devletin kendi memurunu çalıştıramadığı bir sistem olmaz olsun. Organize sanayii bölgelerinde çalışan işçi fabrikadan aldığı 2 bin lira maaşı helal ettirmeye çalışırken, yaya yaya yatarak liyakatsiz, dayı amca parti eş dost torpili ile memur olanlar ne yapıyor... Memurluk sanki babadan evlada kalan bir sistem... Neyse bu konu üzerine yazılacak daha çok şey var amma şimdilik bu kadar yeterli... Yukarıda ki yazı kendini bilen vatan millet için çalışanlar için degildir... Yazının muhatabı helali haramı boşverdigi gibi bunu da boşverecektir....
Selametle
Yusuf AĞAŞE