Yerel seçimler yaklaşıyor baskan adayları damatlıklarını giymis gibi sahnede döktürüyorlar... Seçim yaklaştıkça işler daha da kızışacak gibi görünüyor. Neyse hangi partiden olursa olsun yeni adaylara hayırlı uğurlu olsun...
Yeni aday adayları yavaş yavaş bilboardlar da kendini göstermeye çalışırken mevcut başkanlar da yaptıklarını kanal kanal gezip anlatmaya çalışıyor. Allah kolaylık versin o kadar işi yapmak ayrı bir zor ama anlatmak da zor. Ancak geçenlerde güneydoğu bölgesinde bir belediyenin projlerine göz gezdirdim birde ne göreyim sanki bizim belediyeleri anlatıyor, projeler birebir aynı içimden yahu bunların hiç mi özgün spesifik projeleri yok diye düşündüm. Tek tip belediyecilik anlayışı ile mi gidiyor bu işler yoksa başkanlar kopya mı çekiyor birbirinden demekten alıkoyamadım kendimi. Belki de onlar bizden kopya çekiyor. Her neyse kopya mopya ama adamlar çalışıyor kimse inkar edemez.
Ancak benim dikkati çekmek istediğim şey başka...
Malum türk milleti canı dişinde çadırlar sırtında buralara kadar gelmiş. Yerleşik düzene geçiş ile birlikte medeniyetler kurmuş dünyaya adalet dağıtmışız. Azıcık itibarımız varsa onu bugün değil geçmiş tarihimizde sağlamışız. Esasen bugünlerde de fena değiliz ancak medeniyetleri ya yerle bir ediyoruz yada AVM'ye çeviriyoruz. Bir fotoğraf görmüştüm 1708 yılında Ingiltere'de çekilmiş, birde 2018 yılında çekilmiş fotoğraf... Ne değişmiş biliyor musunuz fotoğrafların rengi o zamanlar siyah beyazmış şimdi ise renkli adamlar sokakta hiçbirşeyi değiştirmemişler aslını korumuşlar. Bizde ise herşey değişmiş... Mesela Kayseri evi diye anılan bir kültür mirası vardır bizde hani nerde ne oldu onlara. Hani evin boyu minareden kısadır tevazuu sahibir. Kapısının üzerinde iki tokmak vardır biri erkek diğeri kadın içindir ev sahibi sese göre gelenin kim olduğunu bilir. Hani nerde bunlar bilen biri varsa göstersin. Bunları yok ettiğimiz gibi üstüne birde tarihi belgeseller yaptırıyoruz ne için? Gelecek kuşak yıkıp yerine yaptıklarımızı görsünlerde küfürün dozunu ayarlasinlar diye mi? Biz degilmiydik Beytullah'tan yukarı katlarda oturmayı edepsizlik sayan... Ne oldu bize ne yapıyoruz biz... Kendi elimizle geçmişimizi yok ettik kalanı da yok ediyoruz... Allah aşkına 14 katlı bina sevdasından vazgeçin... Yaşam alanı istemiyoruz medeniyet kurmanızı istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bas bas bağırıyor dikey değil yatay mimari diye. Ayrıca Roma döneminde yukarı mezarlarda avam takımı yatarmış kralların ki yola daha yakın olurmuş neden kraliyet ailesi yorulmasın diye.... Bugün değişen birşey varmı yok kral yine kral avam yine avam... Şahsen ben torunlarımdan küfür yemek istemem hay senin yapacağın işi dedirtmem... Bugün yüksek katlı binada oturmak zorunda kalıyorsam sebebi ben değilim... En azından bunu yazıp tarihi sorumluluğu üzerimden sizin kucağınıza bırakıyorum ve birşey daha yapacağım projelerinde yaşam alanı değil Selçuklu gibi Osmanlı gibi medeniyet kuracağım diyen kişilere oy vereceğim... Bence sizde öyle yapın... Saygılarımla